KENAN BENGÜ*
Güzel bir voleybol gecesi oldu. Kadınlar mucize bir gece yaşattı. Çok güçlü İtalya karşısında gitti gibi görünen maç son sette çok rahat kazanıldı.
Geçilmez bir duvar
Kadınlarda en büyük silahlarımızdan biri bloklarımız. Buradaki avantajımız, boy seviyemizin rakiplerle başabaş olması. Çok sıçramadan da yüksek blok yapabiliyoruz, en önemlisi kol ve ellerimizi çok doğru kullanabiliyoruz.
Eda, Zehra, Ebrar, Vargas gibi yüksek blok seviyesi olan oyuncularımıza Elif Şahin de eklenince geçilmez bir duvar örebiliyoruz.
Üst üste yapılan bloklar takımdaki çoşkuyu arttırıyor.
Gizli kahraman Elif
Pasörümüz Elif, Vargas’ı çoşturmasıyla, Eda’yı daha etkin kullanmasıyla, setlerin kopmasında, geriden gelip öne geçmelerimizde en büyük etken gibi görünüyor. Önceki maçlarda da böyleydi bu. Santarelli, Elif’i tüm maçın psikolojik yıpranmasından kurtarıp her setin kritik orta bölümlerinde kullandı. Böylece maçın gizli kahramanını yarattı. Rahat aldığımız beşinci seti tamamen Elif’le oynadı.
Cansu’nun tecrübesi tabii ki önemli; zorlu psikolojik anları onunla geçip kırılma anlarını Elif’le oynama taktiği şimdilik başarılı gidiyor. Ama zaman zaman oturduğumuz yerde tepinmemize de yol açıyor Cansu. Dışardan sallaması kolay, vardır antrenörün bir bildiği diyelim.
Pasör kolay yetişmez
Yine de şunu söyleyelim: Pasör olmak zor iştir. Kolay yetişmez.
Sadece pas atmak değil pasörlük. Algın kuvvetli olacak, yönetmeyi bileceksin, oyunu çözeceksin, smaçörlerini yücelteceksin, antrenör gibi bilgi sahibi olacaksın, çelik gibi sinirlerin olacak, küsmeyeceksin, takımı motive edeceksin, her smaçörünün ayrı ayrı özelliklerini bileceksin vs vs… Offff çok şey mi istedim?
Santarelli’den daha fazla faydalanalım
Santarelli kafa yapısı, takımı komple kullanabilmesi açısından çok beğendiğim bir antrenör. Kimsenin ismine, cismine, havasına bakmıyor. Takımını komple kullanıyor ve bu davranışı oyuncularına da güven veriyor. Yaptığı değişiklikler de bugüne kadar çoğunlukla tuttu ve kazandık. Acaba kaybetseydik kimler neler yazardı?
Santarelli’den daha fazla faydalanalım. Sadece koç olarak değil, antrenör yetiştirmesi için de kullanalım.
Bir eleştiri
İşler iyi giderken, başarı kendini göstermişken eleştirelim ki kimse kırılmasın.
Öncelikle Ebrar’ın çok ama çok fazla kuvvet çalışması lazım. Boyu uzun, avantajları var ama dengeyi sağlayacak kasları yok. Bir, nerdeyse her topu vurduktan sonra yerde. İki, çabuk yoruluyor. Almanya maçından sonra gözlerinin altı mosmordu.
Bulabildiği her boşlukta kaslarını geliştirecek güç antrenmanları yapması lazım Ebrar’ın. Tabii ki öncelikle bunu kendi istemeli. Ben böyle iyiyim ya, paramı da kazanıyorum, herkes beni tanıyor, ben mükemmelim, ne gerek var çalışmaya diye düşünürseniz, dünya bir numarası takımda iki numara olursunuz!
Öbür oyuncularımız da hemen hemen aynı. Çok güzeller, makyajlar harika, mankenler halt etmiş, ama voleybol artık bir kuvvet sporu olmaya doğru gidiyor. Bütün oyuncularımızın ve arkadan gelecek gençlerin kas gücünüzü geliştirecek antrenmanlar yapması, hem dayanıklılığı hem de yere sağlam ve dengeli basmayı sağlayacak.
‘Vergaz’
Bugüne kadar herşey çok iyi gitti, ama unutmayın ki sizi zor anlardan kurtaran, topa 100 km üzerinde hızla vuran, attığı servislerle karşı takımı bozan, hatta ‘ace‘ ile setleri bitiren, takıma sürekli güven veren, adaleleri güçlü, ‘çiçek’ isimli bir kadın var. Türkçe ismi ‘Melis Vergaz.’ Tamam, bu bir takım oyunu, hepinizin katkısı büyük, ama sanki onun verdiği gazla/güçle yürüyor işler biraz.
Finale çıkmak yetmez
Şimdi bu başarılardan sonra finale çıkmak yetmez. Bu ülkeye voleybolu sevdirdiniz, şampiyon da olacaksınız!
Erkeklerin işi zor
Erkeklerin Romanya maçı çekişmeli geçse de beşinci sette kıl payı kaybettik. Erkeklerin işi zor. Güzel takım, hücum kombinasyonları çoğunlukla etkili. Olgunluk döneminden ustalık dönemine geçmiş Arslan Ekşi 3 metre civarı da dahil olmak üzere ortayı kullanarak sonuç elde ediyor. Arslan’ın psikolojisini beğenmiyorum. Sürekli aksi bir surat ifadesiyle oynuyor. Ama pasörlüğü iyi. Onun oynattığı oyunu rakiplerin zorlanmadan çözdüğünü söyleyenler var. Tabii ki çözülmez değil, ama şu an için en iyisi o.
Genel anlamda hücumda çok sıkıntımız yok. Erkeklerin sorunu, smaç servislerin hızının düşük olması. Bu servis hızıyla dünya ve Avrupa seviyesinde üst sıraları zorlayamayız.
Diğer sorun blok etkinliğimiz. Servis etkili olmayınca blokta da zorlanıyoruz. Ayrıca bizim smaçörlerimiz ve blokçularımız çok sıçrayan oyunculardan oluşuyor. Dolayısıyla daha dağınık bloklarımız var. Elleri blokta düzgün kullanamıyoruz; çok fazla blok-aut veriyoruz. Yani topla buluşsak bile karşı saha içine yönlendiremiyoruz. Bu iki konunun üzerine gidilmesi şart. Başarı buna bağlı diye düşünüyorum.
Bu maçta anlamadığım bir başka konu da Adis’in neden sahada olmadığıydı. İlk seti seyredemedim, herhalde kötü oynadı, o yüzden çıktı diye düşündüm. Ama sonra öğrendim ki, maça Kaan’la başlamışız. Sanırım burada hata yaptık. Adis’le başlamalıydık. Böyle bir turnuvada deneme olmaz. Kaan kötü oyuncu mu? Hayır, süper yetenek. Çok iyi bir smaçör olacak. Adis’le Kaan’ı aynı anda oynatabilecek bir sistem bulmalıyız. Ebrar’la Vargas gibi.
Erkeklerdeki en büyük üzüntüm Yiğit. Altyapılarda pasör olarak izlediğim bu arkadaşın gelecekte dünya çapında bir pasör olacağını düşünmüştüm. Ama kulüp takımında alınan bir kararla smaçör olarak yoluna devam etti. Arslan Ekşi’den görevi alıp başarıyla yürütebilirdi. Belli mi olur, belki yine de olur. Dünya çapında bir pasör mü olmak, yoksa iyi bir smaçör mü olmak?
Moral bozmazsak sanırım gruptan çıkarız, sonrası meçhul.
*Kenan Bengü: Spora Altınyurt Spor Kulübü’nde basketbolla başladı. Sönmez Filament, Fenerbahçe, Eczacıbaşı, Galatasaray, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Yatırım Altınyurt’ta oynadı. 247 kez milli oldu. 1998’de ayrılana kadar son sekiz yıl milli takım kaptanıydı. Milli takımlarda dört kez, kulüp takımlarında iki kez ‘en iyi pasör’ seçildi. Altınyurt’ta antrenörlük yaptı.