Aradan geçen bir yıl, bazıları fark edilmesini istemese de, herkese Gezi’den bir ‘siyasi proje’ çıkmayacağı gerçeğini göstermiş olmalı. Hükümet-karşıtı bir ‘eylem’ diye algılandığı için muhalif partiler sahip çıktığı ve adına bir de parti kurulduğu halde…
Madem gerçek peşindeyiz, bir tespitte daha bulunayım: Yıllardır her söyledikleri yanlış çıkmış, her tuttukları siyaseten başarısız olmuş, her seferinde kendilerini ve kendilerine güvenenleri mahçup etmiş, kanaatleri her dönem değiştiği için en son hangi kanaatte bulundukları kestirilemeyen bazı ‘kanaat önderleri’ için sığınacak bir liman oldu ‘Gezi’… Sonuç? Sonuç şu: ‘Gezi’ eylemiyle gerçek ‘Geziciler’ tarafından verilmek istenen ‘mesaj’, araya girerek parazit yapanlar yüzünden muhatapları tarafından doğru algılanamadığı gibi, masumiyeti tartışılmaz ‘mesaj’ da onu çalıp sahiplenen sâbıkalı tipler elinde ‘sakıncalı’ hale büründü.
Yapmaları gereken, ‘mesajları’ ile ilgisiz çarpıtmalara daha ilk günden mesafeli davranmaları, sokakta siyasi hesaplaşma başladığında buna karşı çıkmaları, muhataplarıyla biraraya gelinmesi söz konusu olduğunda sözcülerini doğru seçmeleri, taleplerini ilk günkü açıklamalarıyla sınırlı tutmalarıydı…
Bunu yapmadılar ve ‘sivil bir eylem’ olarak kalması halinde, başarılı sonuç aldığı için, başka eylemlere ‘örnek’ teşkil edebilecek hareketlerinin lekelenmesine yol açtılar… Taksim Meydanı onların imzasını taşıyor bugün, ama bunun keyfini çıkaramıyorlar…