“Kutlamalar zinhar Taksim Meydanı’nda yapılmasın” diyenlerden değilim.
Keşke, medya aracılığıyla atışmak yerine, her uygar ülkede ihtilâfların ortadan kaldırılması için başvurulan diyalog yoluyla çözüm yöntemi denenseydi. Meydan okuma diklenmeyi getirdi ve şimdi yaşadığımız ‘yasakçı’ görüntü 1 Mayıs’a egemen oldu.
Ne kadar yazık. Yoksa zaten amaç bu muydu? Yani, Türkiye’de ‘yasakçı’ bir iktidarın varlığını dünya âleme göstermek mi?
Utanç verici bir düşünce, ancak muhalif yorumlara kulak verince birbiri ardına zihnime üşüşenler arasında en akla yakını bu soruda yatan fikir gibi geliyor.
Gün boyu yabancı ajanslar ‘1 Mayıs ve Türkiye’ başlığı altında hep bu görüşü destekleyen haberler geçtiler ve bu arada yakın zamanda yaşanan başka toplumsal olaylara verilen tepkilerle sosyal medyaya yönelik kısıtlayıcı uygulamaları hatırlattılar.
İyi de, Ak Parti hükümeti, özellikle Başbakan Tayyip Erdoğan, bu tip yayınları umursamıyor ki… Tam tersine, dışarıdan gelen tepkiler Ak Parti tabanını daha da kalabalıklaştırıyor ve oy tabanının saflarını iyice sıkılaştırıyor.
Zarar vermek için yapılan dışarıdan tepki davet etme amaçlı davranışlar, buna başvuranların beklentilerinin tam tersi sonuçlar veriyor.
Acaba Ak Parti bu yüzden mi 1 Mayıs için böyle bir karar aldı?