Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Gerçek üstü anlardan geçiyoruz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan’ı İmralı’dan TBMM’ye götürüp PKK’yi lağvedecek konuşmayı yapmaya davet ettiğinden beri “Devlet katında ne pişiyor” diye merak ediyoruz. Bu çağrı, seçim öncesi İmralı’dan mektup çıkartıp Kürtleri etkileme hamlesine özdeş bir şey değil. Kuşkusuz MHP’nin sistem üzerindeki vesayetini sürdürecek şekilde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı bir dönem daha sarayda tutmak ve anayasayı buna göre biçmek için ‘terör’ kartını tersinden de kullanabilirler.
Çıkarın büyüklüğü, cüretin derinliğini de belirliyor. Ertesi günü Ankara’da TUSAŞ’a düzenlenen saldırının da görünür faili kim olursa olsun iç cepheyi tahkim etmeye yarayacağı kesin. Açılımda devlet ciddiyse sabote edilmesine izin vermez. Kandil’den gelen ilk mesaj kategorik bir reddiye içermezken bu saldırının olması da manidar. İcranın başındaki isim değil de Bahçeli’nin konuşması sebepsiz değil. Devletteki rota değişikliğinde Bahçeli öne çıkıyor. Dün AB yolunun açılması için idam cezasının kaldırılmasına onay vererek ters köşe yaptığı gibi bugün de Öcalan asılsın diye meydana attığı urganı ofisine asma noktasına geliyor. İkna edilmesi gereken kitleler ya da süreci sabote edebilecek sistem içi aktörler üzerinde ancak Bahçeli gibi birinin sesi etkili olabilir. Linç korosuna zıt istikamette yeni bir nakaratı ondan daha iyi kim verebilir? İç cepheyi güçlendirme motivasyonu çok öne çekiyor. Bununla birlikte Kürt meselesini çevreleyen dış cephe hiç de önemsiz değil.
Bahçeli’nin devletin farklı birimleri arasındaki değerlendirmeden bağımsız bu tür bir çıkışı yapması imkânsız. Devamı nasıl getirilecek, açılıma dönüşecek mi, bunu anlamlı kılacak siyasal ve yasal adımlar atılacak mı? Suların köpürmesi dışında ortada henüz güven veren bir şey yok. Şimdilik bu değişimin nedenlerini tartışabiliriz. Devlet katında makas değişikliği varsa buna iten faktörler nelerdir? Kanaatimce bölgesel gelişmeler, iç siyasi mülahazalardan daha önemsiz değil.