Yapay tatlandırıcıların olası zararları üzerine uzun yıllardır süren tartışmalar vardı.
Zannederim bu tartışmaların artık sonuna yaklaşıyoruz.
1879 yılında bulunan sakarinin zararları anlaşıldıktan sonra onun yerini 1965 yılında Searle laboratuvarlarında James Schlatter tarafından bulunun aspartam aldı. Şekerden 200 kat daha tatlı buna karşın kalori olarak 0’a yakındı. 15 yıl sonra ilk olarak Kanada’da, bir yıl sonra da FDA onayı alarak önce ABD sonra da tüm dünyada yoğun biçimde kullanılmaya başlandı.
40 yıldır hayatımızda olan aspartamın zararlı olup olmadığı hep tartışıldı.
Ve ilk kez geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler, aspartamın “kanser yapabilme” ihtimalini “resmen” duyurdu.
Geçtiğimiz ayın ortasında Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın yaptığı duyuruda, Dünya Sağlık Örgütü’nün yürüttüğü uzun soluklu bir çalışmanın sonucu olarak açıkça belirtilen “kanser yapma ihtimali” olası davalar ve sektördeki büyük paralar ve buna bağlı büyük davalar nedeniyle son derece dikkatli bir dille yapıldı ve “Daha fazla araştırmaya ihtiyaç var” denildi.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) ise aspartam ile ilgili suçlamaları reddetmeye ve zararsız olduğunu söylemeye “şimdilik” devam ediyor.