Kendi markası ile elektrikli otomobil üretimine başlayan Türkiye, içerdeki üretimi korumak maksadıyla elektrikli otomobil ithalatına kısıtlamalar getirdi.
Pek çok büyük markanın ürettiği pek çok model, yeni yayınlanan tebliğe takılıp Türk pazarına giremeyecekler.
Bunlar ya fiyat avantajına sahip lüks modeller ya da yerli üretilen aracın segmentinde olup fiyat açısından daha avantajlı ya da daha kaliteli olan araçlar.
Tebliğden sadece Çinliler değil, Japon, Kore, Avrupa’dan pek çok marka etkileniyor.
Ve görüyoruz ki, Türkiye geçmişinden asla ders falan almıyor.
Gençler bilmez, Türkiye’de 1990’lı yılların ortasına kadar otomobil ithalatında büyük kısıtlamalar vardı.
1970’lerde yerli sanayiyi korumak için alınan bir kararla 1,6 litreden büyük motor hacimli otomobil ithal etmek yasaktı, küçük motorlu otomobiller için de yüksek gümrük vergileri vardı.
Bu vergiler ile yerli otomobil üreticisi Koç Grubu ve askerlere ait OYAK korunuyordu.
Koç Grubu Türkiye’de Ford ve FIAT, OYAK Grubu ise Renault lisansı ile otomobil üretiyordu.
Bunlar genelde bu markaların başka ülkelerde üretimini durdurdukları eski modeller oluyordu.
Koç yıllarca kuş serisi adı altında çağdışı kalmış Murat 131’leri, Avrupa’da esamisi okunmayan Ford Taunus’ları, Renault ise bir benzeri sadece Romanya’da Dacia markası ile üretilen Renault 12 ve sonrasında Renault 9’ları üretmişti.
Yine de Renault bir tık daha iyiydi, çünkü Renault 11 ve 21 modellerini de gümrük duvarları yıkılmadan önce de üretmeye başlamıştı.
Sonra Türkiye’nin AB ile gümrük birliği yapması gündeme geldi.
Koç Grubu bunu engellemek için bütün gücü ile atağa kalktı.
Reklam gücünün de etkisiyle, tüm gazetelerde gümrük duvarlarının kalkması halinde Türk otomobil sanayinin biteceğine herkesi inandırmaya çalıştı.