Partisinin ekonomi politikaları eylem planını açıklayan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugünkü ekonomik problemlerin nedeninin siyasi iktidarın tercihlerinde yattığını söyledi.
”2015’te (Cumhurbaşkanı) Erdoğan’a dünyanın en büyük 16’ıncı ekonomisini teslim ettim” diyen Babacan, kişi başına milli geliri iktidarlarının birinci döneminin sonunda yüksek gelirli ülkeler grubuna yükselteceklerini belirtti.
Türkiye’deki genel seçimlere bir buçuk sene var. Ancak muhalefetteki partiler erken seçim çağrısı yapmaya devam ediyor. İktidar bu çağrıları reddederek seçimlerin zamanında düzenleneceğini vurguluyor.
Son zamanlarda muhalefetin ekonomideki kötü gidişat nedeniyle erken seçim baskısı arttı. Partiler ekonomiyle ilgili olarak hedeflerini şimdiden açıklamaya başladı.
Partisinin ekonomi politikalarındaki planlarını basın toplantısıyla duyuran Babacan’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle oldu:
*Güçlü ekonomi, tam demokratik Türkiye zemininde yükselecektir. Türkiye ekonomisini bitkin düşüren büyük bunalımın temelinde yanlış siyasi tercihler yatıyor. Sorumluların adını doğru koyalım. Bu büyük bunalım, Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Devlet Bahçeli ve Sayın Doğu Perinçek’ten oluşan troykanın eseridir.
*Türkiye ekonomisini devraldığımızda kişi başına düşen milli gelir 3600 dolar seviyesindeydi. 12 bin 600 dolar seviyesine kadar yükselttik. Vatandaşlarımızın, 10 yılda, neredeyse dört kat daha zenginleşebileceğini gösterdik.
*Gelir dağılımında adalet bozuldu. Türkiye hızla yoksullaştı. Hani Âşık Mahzuni diyor ya, ‘Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana’. Taraflı ve partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle üç yılda en az 3 milyon 200 bin kişi daha yoksullaşmış durumda.
‘Erdoğan’a 16’ıncı ekonomiyi teslim ettim’
*Ülkemiz Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin Yolsuzluk Algı Endeksi’nde içler acısı bir noktaya gelmiş durumda. 2003 yılının bile gerisine düşen bir sıralamadayız.
*2002’de Türkiye, dünyanın en büyük 21’inci ekonomisiydi. 2015 yılında ülkemizi dünyanın en büyük 16’ncı ekonomisi haline getirdik. Sayın Erdoğan’a dünyanın en büyük 16’ncı ekonomisini teslim ettim. Şimdi ne oldu? Yeniden 21’inci sıraya düştük. Ekonominin kitabını yazdım diyor ya, işte yazdığı ekonomi kitabı budur. Ülkeyi tek başına yönetme sevdası, büyük bir hezimetin altına daha imzasını attırdı.
*Eylem planlarımızda Türkiye’nin yarınlarını şimdiden sistematik olarak kuruyoruz. Sistemin makro ekonomi ayağı fiyat istikrarını sağlarken, sektörel politikalar alanı rekabet gücümüzü yükselten politikalara odaklanacak.
Beş temel hedef
*Ekonomi ve finans ayağındaki temel hedeflerimizden beş tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum: Kişi başına milli geliri iktidarımızın birinci döneminin sonunda yüksek gelirli ülkeler grubuna yükseltmek. Aşırı yoksulluğu daha önce yaptığımız gibi yeniden sıfırlamak. Dünya pazarlarındaki piyasa payımızı artırarak ekonomimizi sürdürülebilir bir dış denge yapısına kavuşturmak. Enflasyonu bir kez daha tek haneli ve düşük rakamlara indirmek. İşsizlik oranı tek haneli seviyeye yeniden çekmektir.
‘TÜİK bile gizleyemiyor’
*Türkiye’de yeniden aşırı yoksulluk başladı. TÜİK bile gizleyemiyor. İnşallah birileri uyanıp o verileri de makyajlattırmaz.
*İstiklâl Marşımızın şairi Mehmet Akif’in dediği gibi; ‘Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; davranmayacak kimse bu meydana atılmaz’. Bu meydanı dolduracak olanların DEVA Partisi’nin ehliyet ve liyakat sahibi kadroları olacağını biliyoruz.
‘Varlık Fonu’nu utanç sayfalarına yazacağız’
*Bana ‘Fren Ali’ diyenlerin Türkiye’ye dayattığı ‘dur-kalk tipi’ istikrarsız büyüme modelini terk edeceğiz. Mali kural uygulamasını hayata geçireceğiz. Temel bütçe büyüklüklerine ilişkin daimi nitelikte sayısal hedefler, sınırlamalar ve ilkeler belirleyeceğiz.
*Kamunun tüm harcamalarını, iktidarımızın ilk 90 gününde bütçeye taşıyacağız. Bütçe dışı yöntemlerle kamu harcaması yapılmasına son vereceğiz.
*Merkez Bankası başkanının, başkan yardımcılarının ve kurul üyelerinin banka kanunu haricindeki bir düzenlemeyle görevden alınmasını engelleyeceğiz.
*TÜİK’in yayınladığı istatistiklerin akademisyen ve uzmanlardan oluşan komisyonlar tarafından güven testine tabi tutulmasını zorunlu hale getireceğiz.
*DEVA Partisi iktidarının ilk 90 gününde, Türkiye Varlık Fonu’nu kapatacağız. Hazine birliğini bozan, borçlanmayı arttıran ve tam bir kara delik haline dönüşen Varlık Fonu’nu tarihin utanç sayfalarına yazacağız.
‘Politika kurullarına kilit vuracağız’
*Bir kilit de cumhurbaşkanlığı bünyesindeki politika kurullarına ve ofislerine vuracağız. Bu kurul ve ofisleri de kapatarak, yaptıkları işleri ilgili bakanlık ve kurumlara devredeceğiz.
*Kamu özel işbirliği projelerindeki usulsüzlük ve yolsuzlukların takipçisi olacağız. Bu projelerin tamamını teknik, idari, hukuki ve yasama denetimine tabi tutacağız. Bu milletin bir damla alın terinin, bir damla akıl terinin heba edilmesine müsaade etmeyeceğiz.
‘ÖTV’yi kaldıracağız, KDV’yi indireceğiz’
*Haksız gelir dağılımına ve dengesiz kaynak tahsisine yol açan uygulamalarla mücadele edeceğiz. Bu amaçla, imar kaynaklı rantları vergilendireceğiz.
*Ücretliler üzerindeki vergi yükünü azaltacağız. Asgari ücretle, düşük ücretle çalışanların eline geçen ücretin miktarını arttıracağız. Temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki ÖTV’yi kaldıracağız, KDV’yi indireceğiz.
*Stratejik hedefimiz olan Avrupa Birliği istikametinde kararlı ve büyük adımlar atacağız. Avrupa Birliği ile süregelen Gümrük Birliği’ni hizmet, kamu alımları ve tarım sektörlerini kapsayacak şekilde genişleteceğiz.
‘Defalarca uyardık’
*Biz zamanında kara bir kışın yaklaştığını vurguladık. Ekonomik olarak da karanlık bir kışın yaklaştığını her yerde söyledik, defalarca uyardık. En son daha hava şartları kötüleşmeden 24 Kasım 2021’de öneri paketi açıkladık. Hükümete ‘Bir an önce yapın’ dedik.
*Bugün açıkladığımız 119 maddeden oluşan eylem planımız Türkiye’yi zengin, saygın bir ülke yapmamızda kilometre taşı olacak. Ülkemizi daha önceki krizlerden nasıl çıkarttıysak bugünkü krizlerden çıkarmak da inşallah bize nasip olacak.