Ailelerin çocuklarına koyduğu isimlerden hareketle bir toplumun nesiller içinde ideolojik ve kültürel olarak nasıl değiştiğinin, ne tür çalkantılar yaşadığının hikayesi çıkartılabilir…
Aslında sosyal ve sınıfsal istikrarını nispeten koruyabilen ülkelerde çocuklara verilen isimlerin de nesilden nesile fazla değişmediğini gözlemliyoruz.
Bu düzeneği bozan tek etken savaş gibi büyük çalkantılar ve her türlü küreselleşme ortamları oluyor.
Diğer kültürlerle karşılaşmalar ve hele belirli bir kuşağın bu etki altında olgunlaşması ya da özgürleşmesi, kendi çocuklarına verdikleri adların da farklılaşması ile sonuçlanabiliyor.
…
Bu bağlamda en ilginci Kuzey, Güney, Doğu adları… Oysa Batıkan ve benzerleri olsa da, Batı galiba yok…
Acaba niye? Batı karşısında travmatik bir durumumuzun olduğu söylenebilir mi?
Acaba hepimizde ‘Eyyy Batı’ diye bir seslenme ihtiyacı olmasıyla, çocuklarımız için bu adı tercih etmememizin bir ilişkisi var mı?
Öte yandan yine Batı toplumlarında olmayan Aydın adını (daha önceki Münevver ile birlikte düşündüğümüzde) Batı’ya karşı bir kişilik arayışı olarak görebilir miyiz?
Bizdeki popülizmin ille de Batı karşıtı olması ile bunların bir ilgisi olabilir mi? Kim bilir…