Eski Mısır cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yargılandığı mahkeme salonunda hayatını kaybetti.

Mısır’daki Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketinin siyasi uzantısı Hürriyet ve Adalet Partisi’nin adayı olarak 2012’de cumhurbaşkanı seçilen Mursi, 3 Temmuz 2013’de Mısır ordusunun askeri darbesiyle devrilmiş ve hapsedilmişti.
Mısır devlet televizyonunun haberine göre Mursi mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdi.
Anadolu Ajansı, söz konusu duruşmada Mursi’nin ‘casuslukla’ suçlanacağını öne sürdü.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Mursi’nin hayatını kaybetmesi hakkında şunları söyledi: “Arabadan inerken haberi aldım maalesef mahkeme salonunda cereyan etmiş. Ben öncelikle Mursi kardeşimize, şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Demokratik yollarla yüzde 52 gibi bir oy almak suretiyle Mısır’a Cumhurbaşkanı olan merhum Mursi’yi şu anda demokrasiyi bir tarafa koyarak, işgalci bir edayla tamamıyla darbeyle Mısır’ın başına geçen zalim Sisi bildiğiniz gibi elliye yakın Mısırlı’yı idam etmiştir. Batı Sisi’nin bu idamlarına hep sessiz kalmıştır. Avrupa Birliği üyesi ülkeler idamı yasaklarken, ne yazık ki Mısır’da bu katil Sisi’nin davetine icabetle oradaki toplantıya iştirak etmişlerdir. Bu iki yüzlülük değil, çok yüzlülük. Bir taraftan siz idamı yasaklayacaksınız Türkiye’nin idamı kaldırmasını isteyeceksiniz ve idamı Türkiye’ye kaldırtacaksınız ama öbür taraftan Mısır’ın bu idam mekanizmalarını çalıştırdığı bu dönemde, hatta yedi genci idam ettikleri bir haftanın içinde Mısır’da uluslararası bir toplantıya AB üyesi ülkelerin katılmasını hiçbir şeyle anmakla, anlatmak mümkün değil. Beş yıldır Mursi kardeşimiz cezaevinde. Binlerce arkadaşıyla beraber orada mahkum. Bugünde şüpheleri bir kenara koyuyorum, emri hak vaki olmak suretiyle rabbim inşallah sevgili habibi ile beraber haşr eylesin. Dualarımız onunla beraber. Tüm onunla aynı yolu yürüyen kardeşlerimin başı sağ olsun. Mısır halkının başı sağ olsun. Ailesine, yakınlarına baş sağlığı diliyorum.”
Erdoğan, Mursi’nin ölümüyle ilgili hem Türkçe hem de Arapça tweet paylaştı.
Diyanet İşleri Başkanlığı da Mursi’nin vefatı nedeniyle yarın yurt genelindeki merkezi camilerde gıyabi cenaze namazı kıldırılacağını açıkladı.
Mısır’da ‘alarm durumu’ ilan edildi
Mısır İçişleri Bakanlığı, Mursi’nin vefatının ardından ülkede ‘alarm durumu‘ ilan etti.
Anadolu Ajansı’nın Mısır medyasındaki haberlere dayanarak verdiği haberine göre Mısır İçişleri Bakanlığı, planlamalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirmeye, ülke genelinde sabit ve mobil binlerce güvenlik devriyesi konuşlandırmaya başladı. Bakanlığın, subay ve emniyet görevlilerinin izinlerini de iptal ettiği bildirilirken, kamu ve özel kuruluşlar ile kiliseler ve otellere yönelik güvenlik önlemlerinin arttırıldığı belirtiliyor.
Bakanlığın tedbirleri kapsamında, yollarda sıkı emniyet tedbirlerinin alındığı, meydanlardaki güvenlik görevlilerinin arttırıldığı ve ‘terörist unsurlara karşı önleyici operasyonların gerçekleştirilmesini kapsayan C planının’ devreye sokulduğu da ifade ediliyor.
Mursi’nin son sözleri: Mezara gidecek sırlarım var
Öte yandan Mursi’nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksud, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Mursi, mahkeme salonundan sedyeyle taşındı, naaşının nereye götürüldüğünü bilmiyoruz” dedi. Avukat Abdulmaksud, Muhammed Mursi’nin vefat etmeden önceki son sözlerinin de şöyle olduğunu aktardı: “Ülkemin güvenliği ve selameti için benimle mezara gidecek sırlarım var.”
Anadolu Ajansı’na göre Mısır yönetimine yakınlığıyla bilinen El Yevm es-Sabi gazetesi, Mursi’nin cenazesinin gerekli işlemler için hastaneye sevk edildiğini yazdı.
Ancak Mursi’nin cenazesinin aile kabristanına defnedilmesi yönündeki talebin Mısır makamlarınca reddedildiği de bildiriliyor.
Af Örgütü: Ölümü araştırılsın
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), Mısır yetkililerinden, Mursi’nin ölümünün araştırılmasını istedi. Reuters’in haberine göre, Af Örgütü’nden yapılan açıklamada şöyle dendi: “Mısır yetkililerine, Mursi’nin ölümünün, tek başına hapsedilmesi ve dünyadan izole edilmesini de içerecek şekilde, tarafsız ve şeffaf biçimde araştırılması çağrısında bulunuyoruz.”
Af Örgütü’nün çağrısında, Mursi’nin tıbbi bakımının da araştırılması ve bu konuda ihmali bulunanların gerekli cezaları alması da talep edildi.
Müslüman Kardeşler: Tam teşekküllü cinayet
Mursi’nin ölümüyle ilgili açıklama yapan Müslüman Kardeşler, olayı ‘tam teşekküllü cinayet’ olarak niteledi. Reuters’in haberine göre açıklamada, dünyanın her yerinde, Mısır büyükelçilikleri önünde protesto gösterileri yapılması çağrısında bulunuldu.
Yaklaşık bir yıl, Mısır’ın ilk ‘seçilmiş’ cumhurbaşkanıydı
Mursi, 8 Ağustos 1951’de Mısır’ın kuzeyindeki Şarkiye ilinin El Adva köyünde doğdu. Tam adı Muhammed Muhammed Mürsî Îsa el-Eyyat’tı.
1975-1978 arasında Kahire Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde okudu. Metalurji üzerine yüksek lisans yaptı. Mühendislik doktorasını 1982’de ABD’de, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde tamamladı. 1982-1985 arasında Northridge Kaliforniya Eyalet Üniversitesi’nde yardımcı doçent oldu. Daha sonra Mısır’daki Zagazig Üniversitesi’ne gelerek öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1985-2010 arası mühendislik fakültesi dekanı olarak görev yaptı. Bu sırada Müslüman Kardeşler (İhvan) hareketine katıldı. O yıllarda Müslüman Kardeşler’in seçime katılması yasak olduğundan 2000 yılında bağımsız milletvekili seçildi. 2005’e kadar Mısır Halk Meclisi üyeliği yaptı.
2011’de Hüsnü Mübarek yönetimine karşı başlayan ayaklanmaya, muhalif lider olarak destek verdi. 30 Nisan 2011’de Müslüman Kardeşler tarafından kurulan Hürriyet ve Adalet Partisi’nin başkanı seçildi.
30 Haziran 2012’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en yüksek oyu alarak Mısır’ın beşinci cumhurbaşkanı oldu. Mursi’nin seçilmesi, Tahrir Meydanı’nı dolduran Müslüman Kardeşler taraftarlarınca coşkuyla kutlandı.
Mursi, Suriye’deki muhalif güçleri destekledi ve Beşar Esad’ı destekleyenleri ‘kâfir’ olarak nitelendirdi. Ayrca Kahire’deki Suriye konsolosluğunu kapatıp Suriye büyükelçisini sınırdışı etti.
Mısır’da yeniden başlayan protestolar ve haftalarca süren gösterilerden sonra 3 Temmuz 2013’de Mısır ordusu Genelkurmay Başkanı Abdülfettah el Sisi’nin öncülüğünde gerçekleştirilen bir darbeyle yönetime el koydu. Mursi ise darbeyi kabul etmediğini açıkladı ve yandaşlarına direnmelerini söyledi. Ancak Mursi, gözaltına alındı, ev hapsinde tutulmaya başladı, daha sonra da İskenderiye’nin kuzeyindeki Burcu’l Arab Hapishanesi’ne kapatıldı.
Mursi, 16 Mayıs 2015’te ‘Hamas’a istihbarat sağlamak’ ve ‘hapishaneden firar etmek’ suçlamasıyla yargılandığı davalarda idam cezasına çarptırılmıştı.