Konya’da eşi tarafından bıçaklanarak öldürülen adamın ailesi, gelinlerinden şikayetçi olmayarak tahliyesini istedi.

AA’nın aktardığına göre üç gün önce Beyşehir’e bağlı Hamidiye Mahallesi’nde 52 yaşındaki üç çocuk annesi Fatma K., evdeki örümcek ağının temizlenmediği bahanesiyle çocuklarına şiddet uyguladığı belirtilen eşi Mustafa K.’yı (48) ekmek bıçağıyla göğsünden yaralamıştı. Mustafa K. olay yerinde hayatını kaybetmişti. Fatma K. nöbetçi hakimlikçe tutuklanmıştı.
Mustafa K.’nın ölümüyle sonuçlanan kavga nedeniyle annesi Güllü ve babası Ferruh K. emniyette ifade verdi.
Hamidiye Mahallesi’nde olayın yaşandığı iki katlı müstakil evin üst katında ikamet eden kayınvalide Güllü ve kayınpeder Ferruh K., gelinlerinden şikayetçi olmadıklarını belirtti.
Oğlunun gelini ve torunlarına şiddet uyguladığını dile getiren Güllü K. şunları ifade etti: “24 senenin işkencesini gelinim, yavrum çekiyor. ‘Yavrum, şunu bırak‘ dedim, ‘Bırakmam anne, çocuklarım ele baba demesin‘ dedi. Bunun çektiğini kimse çekemez. Bu, hapishanede yatacak bir gelin değil. Kendi evladım gibi severim. Ne olur bunu kurtarın. Büyük torunum evli, 13 ve 17 yaşındaki torunlarımı hepinize emanet ediyorum. Benim cezaevindeki kuzumu oradan kurtarın. Ben ölmeden, gözlerim görürken Allah’ın emanetini ben buna teslim edeyim yavrularımı. Hapisten salınmasını istiyorum. Benim Fatma’mın hiçbir suçu yok.”
Kayınpeder Ferruh K. da ellerinden bir şey gelmediğini belirterek, “Altı aydır konuşmazdı bizimle, çocuklarını dahi göndermezdi. Uzaklaştırma verdiler, iki gün uzaklaştırıyorsun, üçüncü gün geliyor. Ne olacak bu? Bu şekilde devam etti gitti. Ben de kızımızın bir an önce kurtulmasını istiyorum. Çocuklarının başına dönsün” dedi.
Fatma K.’nın 23 yaşındaki evli kızı Güllü Ç. de annesinin masum olduğunu savundu: “Annemin canına tak etmeseydi bunu yapacak asla öyle bir kadın değildi. Kesinlikle yapmazdı. Çocuklarını kurtarmak için olduğuna adım gibi de eminim. Annemi kurtarın, annem masum. Yedi yıldır babamla konuşmuyorum. Annemle telefonda gizli gizli konuşuyordum, görüşüyordum. Çalıştığı yerlerde görüşmeye çalışıyordum. Kardeşlerimle okullarda, teneffüs aralarında görüşmeye çalışıyordum. Bizim çektiğimizi kimse bilmiyor, eğer bilseydiniz sizin kalbiniz dayanmazdı.”