Bankalar aldıkları sendikasyon kredilerini zamanı gelince yenilerler. Sendikasyon kredisi verenler bazen bu kredilerin yüzde yüzünü bazen de bir kısmını yenilerler. Bunun bir nedeni Türkiye veya Bankalarda riskin (CDS) artmış olması olabiliyor. Ancak şimdi CDS oranları 300 baz puan sınırındadır.
Ancak bu defa da sendikasyon kredilerinin yenilenmesi önünde engeller var. Bunlardan birisi 2023 bütçe açığının artmasıdır. 2023 yılında bütçe açığı 1 trilyon 375 milyar liraya yükseldi. GSYH’nın yüzde 5,4’ü kadar oldu. Bu açıklar seçim nedeni ile bu senede devam edecek. Bütçe açıkları ekonomik istikrarı daha çok bozar. Kredi verecek olan sermayeyi daha dikkatli olmaya zorlar.
Siyasi iktidar her seçimde, kamu bankalarını kullanıyor. KOBİ’lere esnafa gereksiz kredi dağıtıyor. Popülist harcamalar artıyor. MB ve Rating kuruluşları bu nedenle doğrudan veya dolaylı olarak enflasyonla mücadele seçim sonrasına diyorlar. Ne var ki popülizm krizi hızlı derinleştirir. Ancak önlem alınsa da aynı hızda toparlanma olmaz. Seçim sonrası enflasyonun artması ve ekonominin durgunluğa girmesi olasılığı yüksektir.
Sanayi üretiminde zaten düşme var. 2024 yılında fert başına GSYH yüzde 2 dolayında artacağı tahmin ediliyor. Fert gelir artışını, fert başına büyüme yaratır. Fert başına büyüme düşük kalınca, bankaların dönmeyen kredilerinde artış olur. Bankalar da borçlarını ödemekte zorlanır.
Bankalara sendikasyon kredisi verecek olanlar; bunların hesabını bizden iyi yapıyorlar.
Fitch bu nedenle Türkiye’nin “zayıf Döviz mali esnekliği ve döviz rezervleri” göz önüne alındığında, hükümetin bankacılık sektörüne müdahalesinin, bankaların notunu “B-” ile ülke notunun bir kademe altında sınırladığını’’ söyledi.