Türkiye Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu’nda iki akademisyen var. Bunlardan birisi iktisatçı, diğeri İslam Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesidir. Dahası bu kurulun görevleri arasında “faizsiz finans sisteminin daha hızlı ve sağlıklı geliştirilmesi” de var. İlave olarak da, 2018 kur şokunda, 2021 faiz ve TL krizinde bu kurulun hiç sesi çıkmadı.
Aslında ekonomi geçmiş hükümetler döneminde de ekonomi bürokratlar tarafından yönetildi. Hatta ana muhalefet partisi CHP 1980 sonrasından beri ekonomi bürokratlara emanettir.
Elbette ki bürokratlar da kendi alanlarında başarılı insanlardır ve fakat ekonomi yönetimi çok yönlü bakmayı gerektirir. Siyasi liderler de bürokratları tercih ediyor. Çünkü bürokratlar emir-konuta zinciri içinde yetişmiştir.
Bugün CHP yönetimine tamamıyla bürokratlar ve maliyenin üstadlık geleneği hâkimdir. 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bazı akademisyenler toplandı ve fakat bu tamamıyla bir gösteriş amaçlıydı. Söylenenler daha çok medyanın her gün yazdığı krizin boyutunu gösterir nitelikte idi. Ciddi bir istikrar modeli sunan olmadı. Bu arkadaşlar önceden parti içinde bir konsey olarak organize olmuş olsalardı, hepsi en iyi modeli oluşturacak kapasitede akademisyenlerdi.
Türkiye yeniden istikrar istiyorsa, önce siyasi iktidar demokrasi, hukuk ve güven altyapısını oluşturmalıdır. Sonra tarafsız akademisyen ve uzmanlardan oluşan bir ekonomi yönetimi tesis etmelidir.