MB Başkanı ‘’faizleri yüzde 8’den yüzde 17,5’e çıkardık, Mevduat faizini de yüzde 30’ a indirdik ‘’ diyor.
Faiz konusunda bu günkü hükümetin temel yanlışı, nominal faiz üstünden politika oluşturmaya çalışmasıdır. Aynı tuzağa MB ‘da düşmüştür.
Zira MB Hem yıl sonu enflasyon hedefini yüzde 58 ilan ediyor, hem de mevduat faizini yüzde 30’a indirdim diyor. Bu durumda mevduat reel faizi yüzde eksi 17,7’ demektir. Yani tasarruf sahibi mevduata 100 lira yatırırsa, bir yıl sonra faizi ile birlikte 130 lira alacaktır. Ancak enflasyon yüzde 58 olduğu için 100 lirasının satın alma gücü 82,3 liraya gerileyecektir. Bu şartlarda TL’ de kim kalır? TL’ den kaçış hızlanır. MB görevi TL’ yi korumaktır. Demek ki görevini yapamıyor.
ABD, FED faizleri yüzde 0,25 artırdı ve 5,25-5,50 aralığına yükseltti. Yıllık TÜFE oranı da yüzde 3 oldu. Demek ki ABD’ de reel faiz yüzde 2,43 tür. Avrupa Birliği de faizleri artırıyor.
Türkiye’nin yapması gereken, gösterge faizini reel faiz seviyesine çıkarmak ve enflasyon düştükçe indirmek olmalıydı. MB, 2018 yılında böyle yaptı. Gösterge faizini yüzde 24’e çıkardı. Bu yolla hem 2018 Eylül – Ekim’de yüzde 25 olan enflasyonu bir yıl sonra yüzde 9’a indirdi. Hem de dolar kuru 6,5 liradan 5,5 liraya geriledi. Merkez bankası enflasyon düştükçe gösterge faizini de düşürdü.
Aslında hepimiz boşa çene yoruyoruz. Zira sabah gazetesindeki bir köşe yazarına göre, Sayın Cumhurbaşkanı MB’na ‘’faiz artışında dikkatli olun, virajı geniş alın‘’ demiş. O zaman MB faizleri reel faiz seviyesine çıkaramaz, topu çevirmeye devam eder.