Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
2025 yılında Türkiye’nin resesyona girme riski daha yüksek görünüyor…
1.Türkiye’de büyüme, ihracata değil, iç talebe bağlı olarak gerçekleşiyor.
İç talebin büyümeye katkısı
*2023 III Çeyrek, 9,1 puan,
*2023 IV Çeyrek, 5,3,
*2024 I Çeyrek, 3,7,
*2024 II Çeyrek, 1,2 oldu.
Dezenflasyonist politikalar ve halkın satın alma gücünün düşmesi toplam talebin de düşmesine neden oldu. Ekonomi yönetimi tüketim vergilerini artırdı. Bu nedenle de talep düştü. Bu düşüşün devam etmesi 2025 resesyon riskini artırdı.
2.İSO Türkiye imalat satın alma yöneticileri endeksi (PMİ) 50 üzeri sektörde iyileşmeyi, 50 altı ise faaliyetlerde bozulmayı gösteriyor. Bu sene Ağustos’ta 47,8 olan endeks, Ekim’de 45,82’e geriledi.
3.İflas seviyesinde olan Rusya ve Arjantin’i saymazsak, Türkiye dünyanın en riskli ikinci ülkesidir. 5 yıllık tahvillerde riskli ülkelerin risk primi (CDS) oranları;
*Mısır; 593,34,
*Türkiye; 256,64
*Güney Afrika; 183,85’tir.
Türkiye sıcak para tuzağındadır. Herhangi bir nedenle sıcak paranın çıkması bizi resesyona sokar.
4.2021 temel yılına (100) göre, 2024 yılı Eylül ayında sanayi üretim endeksi 106,9’dur. Bu da sanayide durgunluk demektir.