AKP’li Ayşe Böhürler’in içine 28 Şubat’ın kaçtığını düşünüyorum artık.
En çok da “Kimsenin evinde konuştuğu anadiline karışmak gibi bir hakkımız yok….” sözüne bayıldım Böhürler’in. Benim de zamanında bir parçası olduğum, o günlerde savunduğum kişilerin bugün şahit olduğum had safhadaki çirkinliklerine rağmen pişman olmadığım türban tartışmalarında türban yasaklamacıları “özel alanlarınızda, evinizde kimse sizin türbanınıza karışmıyor ama türban ile kamusal yaşama katılamazsınız” buyururlardı, şimdi de Erdoğan buyruklarını iletiyor.
Ayşe Böhürler ise 28 Şubat döneminde türban için gündeme gelen mantığın (!) aynısını bugün ülkemizde konuşulan Türkçe dışında kalan anadiller için kullanıyor, Valla “insan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli” sözü ne kadar da cuk oturuyor değil mi?
Ayşe Böhürler 28 Şubat mantığını ve felsefesini tamamlamak ve pekiştirmek için 28 Şubatçıların yanlış bir mantıkla kullandıkları kamusal alan kavramı yerine aynı amaç, 28 Şubat mantığı doğrultusunda “kamusal alan” yerine “sosyal yaşam” ifadesini kullanıyor, böyle benzeşmeye, 28 Şubat özentisine de pes doğrusu.
Ayşe Böhürler 28 Şubat mantığını mükemmelleştirmek için olsa gerek abanın altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyor.
… anadil konusunda farklı önerileri olanlar Böhürler’e göre acaba hangi alanlarda yaşamlarını idame etmeye çalışacaklar, Silivri’de ya da sürgünlerde mi?