Kara, Hava ve Deniz Harp Okullarından birincilikle mezun olan kadın teğmenlerin duruşlarıyla egemen oldukları ant içme törenlerinde yarattıkları havanın iktidar ve muhalefet çevrelerinde “ordu gençliği”nin yönelişleri konusunda yol açtığı karmaşık tepkiler, aslında yepyeni bir tartışmayla karşı karşıya olmadığımızı hatırlatıyor.
15 Temmuz 2016 kalkışması bahane edilerek, yeni baştan inşa hedefiyle “Milli Savunma Üniversitesi” adı altında toplanan Kara, Hava ve Deniz Harp Okulları’nın 8 yıllık tadilattan sonra toplumsal gündemin ön sıralarına kadın suretinde yerleşmesi, cinsiyetçi, kadın düşmanı siyasal rejimin beklentileriyle örtüşmediği ortada. Her ne kadar tartışma “kılıç kuşanan” mezunların bir bölümünün “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla gayri resmi bir ant içme töreni düzenlemiş olmaları etrafında dönüyor görünse de iktidar ideologlarını asıl, eve tıkamak için her yolu denedikleri kadınların binlerce erkek arasından, harp okullarının birincisi, erkeklerin komutanı olarak temayüz etmesinin rahatsız ettiğini düşünmek yersiz olmaz.
Bu kadın duruşunun AKP’nin rejimi din eksenli dönüştürme gayretlerinin beyhudeliğinin bir nişanesi olarak laik muhalefetin iyimserliğini beslediğini, yeni mezun teğmenlerin kıtalarına “Mustafa Kemal’in askerleri” olarak intikal edecek olmalarının da Atatürkçülerin damarlarına bir doz özgüven aşısı zerk ettiğini varsayabiliriz.