İktidarın uyguladığı ekonomik politikalar, sermaye sınıfının çıkarlarını gözeten bir çizgide ilerlerken, Erdoğan-Şimşek programının halk üzerindeki yıkıcı etkilerinden oldukça memnun oldukları görülüyor.
Vergi yükünün daha çok emekçilerin sırtına binmesi geniş halk kesimlerinin yaşam koşullarını olumsuz etkilerken, sermaye çevrelerinin kârlarını artırıyor. Devlet bütçesinden sağlanan teşvikler, ihaleler ve kaynaklar belli başlı şirketlere aktarılırken, emekçilerin payına düşük ücretler, ağır çalışma koşulları ve her an işsiz kalma korkusu düşüyor.
Türkiye, uzun süredir OECD ülkeleri arasında ücretli emekçilerin vergi yükünün en ağır olduğu ülkeler arasında ilk sıralarda, milli gelirden alınan pay açısından ise son sıralarda bulunuyor. Başka bir deyişle, toplam iş gücünün üçte ikisinden fazlasını oluşturan ücretli emekçiler, ekonominin büyümesindeki rollerine rağmen zenginlikten en az payı alırken gelirlerine göre en çok vergiyi ödemeye devam ediyorlar.