Arap ülkeleri, Suudilerin inisiyatifiyle, İran’a karşı bir güvenlik mimarisi kurmaya, Arap ülkelerinin iç işlerine yabancıları (ABD hariç tabii ki) karıştırmamaya kararlı görünüyorlar. Türkiye’nin adı İran’ın yanında, “şer cephesinde geçiyor”.
Wall Street Journal’in aktardığına göre, ABD Suriye’deki varlığını çekerken yerine Arap ülkelerinin askerlerinden oluşan bir gücü bırakmak ya da kalmaya devam ederse, en azından yanına almak istiyormuş.
Irak saldırısı (2003) başlarken “Gerçek erkekler İran’a gider” sözleriyle adını tarihin çöp tenekesine yazdıran Bolton, şimdi Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı. Bolton, Arap ülkelerinden oluşacak işgal gücü için çoktan Mısır’la, kimi Arap ülkelerinin liderleriyle telefon diplomasisine başlamış.
Belli ki Bolton, Arap gücünü Suriye’ye getirip, sonra İran’la kapıştırıp, bu bahaneyle de “gerçek erkekler” ne yaparmış göstermek istiyor. Anlaşılan İsrail yönetimi de aynı frekansta, New York Times’ta Friedman, “Suriye’de büyük savaş İsrail ile İran arasında olacak” derken Haaretz’de bir yorumcu, “İran’a yönelik tehditleri tırmandırmak gerektiğini” savunuyordu.
Bakalım, AKP Türkiye’sinin “gerçek erkekleri” ABD destekli Sünni Arap güçleriyle, Rusya destekli İran arasında kalınca, ne yapacak? Hangi yönde kaç dönecekler göreceğiz.