Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Reina saldırısından önce yılbaşı kutlamalarına karşı yürütülen ayrımcı kampanyaların tavan yaptığı ortamda kimsenin hayat tarzı nedeniyle sistematik bir tehdit altında olmadığını söyledi.

Fotoğraf: Reuters
Her yeni yıl öncesi giderek artan yılbaşı kutlamaları karşıtı ortama, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yılbaşı kutlamalarını ‘gayrimeşru’ ilan ettiği ‘yılbaşı hutbesi’ damgasını vurmuştu.
Gelenekselleşen muhtarlar buluşmasında konuşan Erdoğan, Reina’da yılbaşı gecesi 39 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıda hayatını kaybedenleri anarak, sözü saldırı ekseninde dönen tartışmalara getirdi.
‘Hayat biçimleriyle alakası yok’
Kendisinden, “Etnik kimlik ve inanç üzerine siyaset yapılmasına benim kadar karşı çıkan var mıdır? Tüm siyasi hayatım bununla mücadeleyle geçmiştir” diye bahseden Erdoğan, saldırının amacının farklı hayat biçimleri değil, Türkiye olduğunu söyledi.
Erdoğan, bazı kesimlerin Ortaköy saldırısıyla, Gaziantep’te bir kına gecesine düzenlenen saldırıya aynı tepkiyle yaklaşmayan insanlar olduğunu da savundu.
Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: “Şu anda Ortaköy’le ilgili bu kadar feravan edenler, yazanlar Gaziantep’te acaba 56 kişiyle ilgili ne yazdılar, ne söylediler? Orada neden konuşmadınız? Bizi Ortaköy’deki olay da, Gaziantep’teki olay da, Beşiktaş’taki olay da yakar. Gaziantep’teki saldırıda yapılmayan değerlendirmeler, Ortaköy’de yapılınca bunu sorgulamak gerekiyor. Bunu yaşam biçimlerine yönlendirmeye hiç gerek yok, ülkemizi bölme zihin karıştırmadan başka bir şey değildir.”
Buna 14 yıldır izin vermedik
Saldırının toplumu kutuplaştırma amacında olduğunu söyleyen Erdoğan, AKP iktidarlarında kimsenin hayat tarzı baskısı duymadığını da şöyle savundu: “Türkiye’de kimsenin hayatı sistematik bir tehdit altında değildir. Buna 14 yıldır izin vermedik. Hayat tarzı tehdidiyle ilgili iddialar doğruysa zaten çarşaf çarşaf dillendiriliyor, ceza veriliyor. 74 milyon vatandaşın cumhurbaşkanı olarak özgürlük alanını korumak benim görevimdir.”
Tek bir kişi var mıdır?
Cumhurbaşkanı hayli iddialı sözlerine şöyle devam etti: “Hayat tarzı baskısı altında kalan acaba tek bir kişi var mıdır? Ben şu şekilde yaşamak istiyordum da yaşayamadım, şöyle giyinmek istiyordum da giyenemedim diyen var mı? Bütün bunlar ortadayken, hala utanmadan sıkılmadan köşelerinde bunları yazabiliyorlar. Kendileri en başta olmak üzere kimin ne giydiğine, yediğine içtiğine karışıyor. Ben de herkes gibi tasvip etmediğim görüntüleri eleştirmişimdir bunları da kişisel ifade özgürlüğüm olarak yapmışımdır ama asla makamımı kullanarak hayat tarzına müdahale etmedim. Kurucu olduğum partinin de böyle bir adımı olmamıştır.”