Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kabine toplantısı sonrası ihtiyaç sahibi 8 milyon 897 bin kişinin sağlık sigortası için 3,2 milyar TL ödemede bulunduklarını söyledi. Ancak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2022/Ekim aylık istatistik bültenine göre, genel sağlık sigortası (GSS) primi devlet tarafından karşılananların sayısı 6 milyon 939 bin.

Hekimler Ergün Demir ve Güray Kılıç bloglarında, Erdoğan’ın açıklamasıyla istatistiklere yansıyan veriler arasındaki yaklaşık 2 milyonluk farka dikkat çekti.
Söz konusu farkın nereden kaynaklandığının soran hekimler, “Yoksul vatandaşların sayısı son üç ayda 2 milyon kişi arttı mı? Yoksa mükerrer mi? Sosyal yardım kapsamında yapılan yardım sayılarında manipülasyon mu var? Yoksa seçim hazırlığı mı söz konusu?” diye sordu.
GSS primi devlet tarafından ödenen kişi sayısı ile Erdoğan’ın açıkladığı sayı arasında tam 1 milyon 958 bin kişi fark olduğunu belirten hekimler, şunları kaydetti: “Ayrıca sosyal güvenliği bulunmayanların sağlık sigortası için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı mali raporlar bütçe giderlerinin fonksiyonel sınıflandırma tablosunda ödeme miktarı 3.2 milyar lira değil, 23.3 milyar lira görülüyor.”
Herhangi bir kapsamda sosyal güvencesi, GSS primini (aylık 300,24 TL) ödeyecek gücü olmayanların ikametlerinin bulunduğu yerde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına başvuru yaparak gelir testine giriyorlar. Gelir testi sonucunda aile içinde kişi başına düşen gelir, brüt asgari ücretin üçte birinin altında ise GSS primleri genel bütçeden yani devlet tarafından karşılanıyor. Ödeme yapamayanların kamu sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi için GSS primi sosyal yardım programı çerçevesinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi üzerinden SGK’ya ödeniyor.
‘Sosyal yardımlar lütuf değil, devletin görevi’
Sosyal yardımların mali boyutları konusunda kamuoyunun daha ayrıntılı ve tutarlı aydınlatılması gerektiğini belirten hekimler şöyle devam etti:
“Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlikle beraber temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve hayatını sürdürmekte güçlük çeken ‘fakru zaruret içinde ve muhtaç durumda’ vatandaşların sayısı giderek artıyor. Milyonlarca hane elektrik, su, doğalgaz faturalarını ödeyemez, ocağında aş kaynamaz durumda olup gıda ihtiyaçlarını akşam pazarda çıkma gıda veya taneyle karşılamaya çalışıyor. AKP iktidarı, sosyal yardımları sosyal bir hak değil, seçim desteği karşılığında vatandaşlara yapılan birer lütuf ve korku unsuru olarak sunuyor. Bilinmelidir ki sosyal yardımlar bir lütuf değil devletin karşılaması gereken yasal bir haktır.”