Eski bakan Erdoğan Bayraktar 17-25 Aralık süreciyle ilgili açıklamaları hakkındaki yorumlara sitem etti: “Bu dosyalar üzerinden sanki içi doluymuş gibi siyaset yapanlar da, hazırlayanlar kadar zalimlik yapmaktadırlar.”

Diken muhabiri Altan Sancar’a verdiği söyleşide Bayraktar, şunları söylemişti: “Dosyam var, dosyada ne varsa kabul ediyorum, benim suçum. Telefondaki konuşmalar bana aittir, tapeler bana aittir, renkli çekilen kameralar, teknik takiptekilerin hepsi bana aittir. Devletin düzelmesi için hakikaten, Allah’tan korkan, vatanını ve milletini seven, üretim yapan, katma değeri yüksek mal üreten insanların bir yerlere gelmesi lazım. Benim şimdi tuzum kuru. Özel sektördeyim. Beni şimdi attılar. ‘Reis’, sayın cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı.”
Bayraktar’ın açıklamalarına birçok yerden tepki geldi.
Açıklamaların ‘itiraf gibi’ olduğunu söyleyen CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, şu ifadeleri kullandı: “‘Hakkımdaki iddialar doğru’ diyor ama bir şey daha söylüyor; ‘Bende para yok’ diyor. Peki o dönem para alanlar, evinden para çıkanlar, ayakkabı kutusundan çıkan paralar, ‘Oğlum sıfırlayabilir misin’ diyenler yargılandı mı? Hayır. Bu iddiaları, delilleri suçlular ortaya koysa da onların suçluluğunu ortadan kaldırmaz.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, ise şunları kaydetti: “Yani 17-25; AKP’ye bir darbe girişimi değil, düpedüz yolsuzluk ve hırsızlık operasyonuymuş.”
Eski Kırıkkale milletvekili Kemal Albayrak ise şöyle konuştu: “Ben de Erdoğan Bayraktar’ın 2013’teki o sözlerine, o zaman da benzer ifadeler kullanmıştı, dinlemiştim. Gerçekten üzüldüm. Nasıl bir devlet, hukuk yok, araştırma yok, soruşturma yok… Bırakın onu; bunu itiraf ettiği halde, buradan anladığım şu ki, ileride göreceğiz, bu partide görev alanların ve o yönetimde görev alanların yüzde 80’i hatta yüzde 90’ı ileride itirafçı olacak. Çünkü itirafçılık başladı. AK Parti güçle ayakta duruyordu, devlet bizim açımızdan önemli bir mevkidir.”
Erdoğan Bayraktar, Twitter paylaşımında şunları aktardı: “Tapeleri ve teknik takip tutanaklarını tarafsız gözle okuyan herkes, dosyanın ne kadar boş olduğunu ve ne kadar zalimce hazırlandığını anlayacaktır. Bu dosyalar üzerinden sanki içi doluymuş gibi siyaset yapanlar da, hazırlayanlar kadar zalimlik yapmaktadırlar.”