Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, ” Bundan sonra artık bir fedakârlık daha yapmamız, tekrardan aynı masada onlarla (AKP’yle) oturmamız bizden beklenmemelidir” dedi.
T24‘ten Cansu Çamlıbel’e konuşan Erbakan, ittifak sürecinde AKP’ye bir mutabakat metni sunduklarını ama partinin buna sıcak yaklaşmadığını söyledi. İttifakın bitmesine ilişkin Fatih Erbakan, şu şekilde konuştu:
“Rahmetli Erbakan Hoca da en ağır eleştirileri getirdiği zaman bile hep ‘Onları sevdiğimiz için bu eleştirileri yapıyoruz’ diyordu. Biz de onun o mantığıyla hareket ettik ve dedik ki; ‘Bunlar en azından bu yanlışlardan, bu vebalden geri dönsünler.’ Bizim istediklerimiz de belli. Borç, faiz, zam, vergi ekonomisi yerine, üretime, istihdama, ihracata dayalı bir ekonomi modeli istiyoruz. Kaynakların imtiyazlı holdinglere aktarılması yerine halka aktarılmasını, dış politikada da D-8’in canlandırılmasını istiyoruz. Sosyal politikalar alanında da ailenin korunması, ahlaki ve manevi kalitesi yüksek bir neslin yetiştirilmesi için adım atılmasını istiyoruz. Mutabakat metnine de bunları yazdık. İlk önce ‘imzalamayız’ dediler. O zaman biz de biliyorsunuz cumhurbaşkanı adayı olduk. İmzaları topladık, 70 bin imzaya geldik ki 100 bin imza da toplanacaktı. Onlar sonradan ‘Biz mutabakatı imzalıyoruz’ deyince, biz de milletin selameti için kabul ettik.
Tam tersine AK Parti tarafı geri adım attı. Biz çizgimizde sabit kaldık. Biz cumhurbaşkanı adayı oluyorduk, ittifaka girmiyorduk. Sonradan ‘imzalayalım’ dediler, adaylığımızı geri çektik. Ama günün sonunda maalesef bu son şansı da ellerinin tersiyle ettiler. Çünkü bırakın o mutabakat metnine uymayı oradaki yazılanların tam tersine işler yapılıyor. Vergiler artıyor, borçlanma artıyor, faiz ödemesi artıyor, zamlar artıyor. Fakir daha fakir, zengin daha zengin oluyor. Yani aynı tas, aynı hamam devam ettiler. Böyle bir tabloda da bizim tabii onlara daha fazla destek olmamız mümkün değildi. O nedenle şimdi müstakil olarak yola devam ediyoruz.
Artık onlarla ortak bir noktada buluşmamız mümkün gözükmüyor. Bu söylediklerinizin benzeri, hatta daha geniş çaplı bir versiyonu zaten 14 Mayıs mutabakatında vardı. O mutabakattaki maddelerin bir tanesi bile uygulanmadığı gibi pek çoğunda tam aksi istikamette hareket ettiler. Durum buyken bizim artık güvenmemiz mümkün değil.”
Erbakan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
*Maalesef bugün iktidardaki kadrolar yolsuzluk ve rüşvet gibi birçok suiistimallerle, adaletsizlikle suçlanıyorlar. Oysa aynı insanlar senede üç kere umreye giden, nafile ibadetlerini bolca yapan, eşleri başörtülü, kendileri imam hatip mezunu kişiler. Demek ki orada olan şekilden ibaret bir İslam anlayışı, bir ahlak anlayışı.
*İnsanların İmam Hatip’te Kur’an okumayı, Arapçayı, fıkhı öğrenmesi tek başına yeterli olmuyor. Peygamberimizin bir hadis-i şerifi vardır. “İslam dini güzel ahlaktır, samimiyettir” der. “İslam dini hacca gitmektir veya İslam dini namaz kılmaktır” dememiş. Bunları tabii ki küçümsediğim veya gereksiz gördüğüm için söylemiyorum. Ama sadece bu şekilden ibaret yükümlülükler yerine getirilip de samimiyet, dürüstlük, ahlak olmadığı zaman maalesef sorun yaşanıyor. İmam hatipten mezun olup Allah korusun rüşvet alırsanız, ihaleye fesat karıştırırsanız, kamu kaynaklarını israf ederseniz, o zaman Peygamberimizin hayatını ezbere bilmek veya Kur’an’ı hıfzetmek veya senede üç kere umreye gitmek sizi kurtarmaz.
*Bizim ittifaktan biz çıktık, diğerleri devam ediyorlar ama gelişmeler ne getirir bilmiyoruz. Tabii orada şu var. 14 Mayıs’a gittiğimiz günlerde görüşüne değer verdiğimiz insanlardan ve halkımızdan bize “Sizin kritik bir oyunuz var. Sizin desteğinizle CHP iktidarının gerçekleşmesi durumunda, sizin elinizle yıllar sonra yeniden CHP’li bir Cumhurbaşkanı Türkiye’de iş başına gelecek. Bu insanlar sizin babanızın öğrencileri. Birçoğu Milli Gençlik Vakfı’nda yetişmiş. Erbakan Hoca ile belki sizden çok anısı olan insanlar. Sonuçta 15-20 sene öncesine kadar hep beraberdik. Siz eleştirdiğiniz konularda taleplerinizi ortaya koysanız, bir mutabakat sağlanması halinde AK Parti yöneticileri de yanlışlardan kurtulmuş olsa hem de milletin faydasına bir iş yapılmış olsa. CHP’ye iktidarı teslim etmek yerine, babanızın eski dava arkadaşlarının yanlışlardan dönmelerine vesile olun. Sizin iktidara gelmeniz çok zaman alabilir” dediler. Biz de yaptığımız istişarelerin sonunda ekonomi, dış politika, sosyal politikalar alanındaki kırmızı çizgilerimizle ilgili hususları bu mutabakat metnine yazdık. Tabiri caizse onlara bir zeytin dalı uzattık. Hem kendileri kurtulsunlar hem millet kurtulsun yanlışlardan diye son bir çıkış yolu gösterdik.
*Bir de bizim Yeniden Refah Partisi olarak artık düşüncemiz şu; Türkiye’de bir değişim olması gerekiyor. Sayın cumhurbaşkanı yaşlandı, yoruldu, yıprandı. Kadrosu yıprandı, yoruldu. Metal yorgunluğu konusunu yıllar önce söylemişti, şimdi artık metaller çok daha fazla yoruldu. Artık aktörlerin değişmesi gerektiğine, iktidarın değişmesi gerektiğine inanıyoruz. Millete verebilecek herhangi bir şeyleri kalmadı. Son şanslarını da maalesef ellerinin tersiyle ittiler. Bizim yaptığımız fedakarlığı maalesef değerlendirmediler. Bundan sonra artık bir fedakârlık daha yapmamız, tekrardan aynı masada onlarla oturmamız bizden beklenmemelidir. Perşembenin gelişi çarşambadan belli. Yaptıklarınız yapacaklarınızın teminatı. Dolayısıyla Türkiye’de artık mevcut iktidarla bir yere varılması mümkün değil. Bir değişim gerekiyor. Halk da artık aktörlerin de anlayışın da bu kadronun da değişmesi gerektiğini düşünüyor. 2028’e kadar ne milletin ne iktidarın dayanabileceğini düşünüyoruz.
*‘Üçüncü yol’ alternatifi Türkiye’de her zaman mümkündür. Seçmenin ‘sağ partiler’ olarak nitelendirdiği partiler ittifak yoluna gidebilir. İYİ Parti var, DEVA var, Gelecek var, Saadet var. Büyük Birlik Partisi de olabilir.
*2026 ilkbaharında veya 2025’in sonbaharında bir erken seçim olabilir. Bir, bir buçuk sene içerisinde bir erken seçimde bir değişim olmasının Türkiye’nin faydasına olacaktır. Milletin de beklentisi bu yönde.
*Biz öncelikli olarak (seçime) kendimiz müstakil olarak girmeyi istiyoruz. Yeniden Refah Partisi’nin bugün oy oranı bakımından da baraj problemi olmadığını görüyoruz. Seçim sonuçları bunu gösterdi.
Erbakan’dan Gülpınar’a istifa tepkisi: Yüzde 79’a rağmen yapılan işten hayır gelmez
AKP’den Erbakan’a ‘siyasi şantaj’ yanıtı: Töhmet altında bırakmaya çalışmaktır
Ankara’da ‘transfer’ gerginliği: Erbakan AKP’yi ‘siyasi şantaj’la suçladı
Erbakan’dan Erdoğan’a yanıt: Yeniden Refah sayesinde cumhurbaşkanı seçildiniz
Erbakan: AKP’ye biz değil MHP kaybettirdi