Diyarbakır, Van ve Mardin’den sonra İstanbul’da da kayyum konuşulmaya başlandı. Bu kaygılar hiç de yersiz değil. Zira iktidar önümüzdeki seçimleri kendi lehine çevirmek için her anı kurnazca değerlendiriyor. Ne hukuk ne kural ne etik tanıyor. Bu tavrını ve uygulamalarını seçimi kazanmak üzere son güne kadar detaylandırarak sürdüreceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Aslında bunun haberini ta ilk günden vermişti. 31 Mart seçimlerinden hemen sonra, HDP’li belediyelere kayyum atandığında nasıl bir hukuksuzluğun egemen olacağını kestirmek pekala mümkündü. Daha ilk günden Kürtlerin ve bölge halkının iradesi yok sayıldı. Belediye binaları panzerlerle kuşatıldı. Halk iradesi gasbedilerek seçilmiş eş başkanların yerine iktidarın güdümünde hareket edecek isimler atandı. Valiler, kaymakamlar halk temsilcilerinin masalarına oturtuldu. Halk iradesi gasbedildiği o durum bugün hâlâ sürüyor.