Merkez Bankası Başkanı ve üç yardımcısından oluşan bu takımın ortak özelliği, hepsinin Boğaziçi Üniversitesi mezunu olup ABD’de doktora yapmış olmaları ve Başkan hariç diğerlerinin akademik unvanlarının da bulunmasıdır. Hiç kimse bu şahsiyetler için “ekonomi bilmiyor” diyemez.
Merkez Bankası’nın tepe yönetimini oluşturan bu dört kişinin “görev tanımı” nedir? Yetkileri nerde başlayıp, nerede bitmektedir? Bu kadronun tek vazifesi, Türkiye’nin ihtiyacı olan dövizi, sıcak-soğuk, kirli-temiz demeden yurt dışından getirmektir deniyorsa, bu hocalara ayıp edilmiş olur. Merkez Bankası “fiyat istikrarını tesis etmekle yükümlüdür” başka şeylere karışmasınlar demekle de “yetki ve sorumluluk” tanım yapılmış olmaz. İşleri kolay değil. Bu hocalara da bir çift sözüm var: Türkiye “dış-borç-kolik; çift para birimli” bir ekonomidir. Bu ülkede parası döviz olan ABD ve AB merkez bankalarının uyguladığı “yükselt faizi-sık parayı” yöntemi, enflasyonla mücadelede sürdürülebilir bir sonuç vermez. Bu kadronun görevi sadece MB’yi yönetmekle sınırlanamaz. Onlar Erdoğan’a ekonomide “hattı müstakimi” göstermelidir. İki görev birbirinden ayrılamaz.