Gaziantep’te, 17 yaşındaki Duygu Delen’in ölümüyle ilgili hakkında dava açılan tutuklu sanık Mehmet K.’nın yargılanmasına başlandı. Bilirkişi raporu ve sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor hazırlanmasını isteyen mahkeme heyeti bir sonraki duruşma tarihini 17 Şubat olarak belirledi.
Gaziantep’te, 13 Ağustos’ta Şehitkamil ilçesi Batıkent Mahallesi’nde beş katlı apartmanın dördüncü katından bir kişinin düştüğü ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edilmiş, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden kişinin 17 yaşındaki Duygu Delen olduğu belirlenmişti. Evdeki Mehmet K. (20), ‘kasten öldürme’ ve ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçlamasıyla tutuklanmıştı.
Hakkında ‘çocuğun kasten öldürülmesi’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’, ‘hakaret’ ve ‘konutta yağma’ suçlarından da çeşitli oranlarda ceza istemiyle hakkında dava açılan Mehmet K. 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Duygu Delen’in avukatlarıyla ailesinin gelmediği duruşmaya sanığın üç avukatı ve ailesi katıldı.
Mehmet K., olay günü sabah arkadaşıyla buluşup içki aldığını, saat 11:00 gibi Duygu Delen ile mesajlaşmaya başladıklarını ve buluştuklarını anlattı.
Delen ile kendi evlerine gittiklerini ifade eden Mehmet K. şöyle devam etti: “İki-üç aylık bir ayrılığımız sözkonusuydu. Arkadaş ortamında bir iki dedikodu çıkmıştı. O bana onları sordu, ben de aynı şekilde kendisine sorular sordum. Biraz ortam gerilmişti, bir şey konuşmadan eve çıktık. Duygu ile oturma odasında oturduk, yine aynı konulardan konuştuk. Evdeki kardeşim evden çıkınca arka odaya geçtik.”
‘Bir daha Duygu’yu arama’ demiş
Birbirlerinin telefonlarını incelediklerini ifade eden Mehmet K. şunları söyledi: “Duygu’nun arkadaşı Kaan ile yazışmaları okuyunca Kaan’a mesaj yazdım. Daha sonra telefonu çaldı, aynı kişiydi arayan. Bir daha Duygu’ya yaklaşma dedikten sonra kapattım. Sonra Duygu’nun telefonunu karıştırmaya başladım, birinin yarı çıplak fotoğrafını görünce bir anda öfkelendim yataktan kalkıp dolabın aynasına yumruk attım. Sağ elimde hala izi var. Sonra Duygu üstüme gelmeye başladı, iki kere tokat attım. Elimden çok kan akmaya başladı. Duygu ağlayarak ‘Hastaneye gidelim mi’ diye üstüme gelince yine tokat attım.”
Daha sonra Delen’in telefonunu fırlatıp ellerini yıkamak için banyoya gittiğini belirten Mehmet K., geri dönüp tekrar telefonu aldığını, banyoya gittiğini ve daha önce hiç küfür etmediği Delen’e ağır küfür ettiğini anlattı.
Mehmet K. sözlerini şöyle sürdürdü: “Duygu ağlamaya başladı, sürekli ‘Açıklayabilirim’ diyordu. Bu sırada telefon onun elinden bana benden ona geçiyordu. O sırada elimde kan olduğunu görünce yine lavaboya yöneldim. Elimi temizledim.”
‘Böyle bir şey yapacak kız değildi’
Banyodan mutfağa geçeceği sırada balkonun kapısının açık olduğunu gördüğünü ve balkondan bakınca Duygu’yu yerde gördüğünü öne süren sanık, “Beş altı saniye duraksadım, kötü bir rüyamı diye. Duygu asla böyle bir şey yapacak bir kız değildi” dedi.
Mahkeme başkanının, “Banyodan mutfağa yönelmeden önce Duygu’yu gördün mü” sorusuna sanık, “Görmedim, o anki sinirle sadece mutfağa gidip su içmek vardı aklımda” diye yanıt verdi.
‘En fazla yaralanan benim’
Sanık şunları söyledi: “Olayın gerçekliğini kavrayınca, aşağıya doğru koşmaya başladım. Yerde hareketsiz yatıyordu, yüzünü bana doğru çevirdim, gözleri açıktı, nefes alıp veriyor mu diye kontrol ettim. Sonra ambulans geldi. Bu olayda en fazla yaralanan benim ve hala ödemeye devam ediyorum. Burada geçen üç ayım asla bana iade edilmeyecek. Bu işkenceye daha fazla dayanamıyorum. Ben zaten adaletle savaştığımı da düşünmüyorum. Ben sadece medya ne zaman susacak onu bekliyorum.”
Mehmet K., mahkeme başkanının dosyadaki mektubu sorması üzerine ise “Biz Duygu’yla sürekli bir-iki saatlik ayrılıklar yaşardık. Bu süreçte birbirimize çok sayıda hislerimizi sevgimizi anlatan mektuplar gönderirdik” dedi.
‘İçki ve uyuşturucuyu bırakıp tekrar başladım’
Soru üzerine ayrıldıktan sonra görüşme isteğinin Duygu’dan geldiğini savunan, sinirli bir hali olduğunu, içkinin bunda etkisi olduğunu anlatan Mehmet K., bir kez Duygu Delen’e karşı şiddet uyguladığını, sonra içki ve uyuşturucuyu bıraktığını ancak ayrıldıktan sonra yine başladığını ileri sürdü.
Mehmet K. soru üzerine şunları söyledi: “17-18 yaşlarında sigara ve içkiye başlamıştım. Esrarı da çok olmadı, arkadaş oldukça kullanıyordum. Esrara bağımlılığım yok. En son olaydan bir gün önce saat 24:00 sıralarında esrar içmiştim.”
“Olay günü Duygu’ya karşı kemer kullanmış mıydın” sorusuna, “Herhangi bir cisimle vurmadım, tokat attım sadece” diye yanıt veren Mehmet K., mahkeme başkanının, “Odanın perdeleri, camları açık mıydı” sorusu üzerine, “Bulunduğumuz odanın perdeleri, camları ve balkon kapısı kapalıydı, hiç açmadık” dedi. Odada neden fazla miktarda kan olduğu sorulduğunda ise bunun bieğinin kesilmesinden kaynaklandığnı söyledi.
‘Duygu gibi saçma bir hata yaparsam…’
Mehmet K., katılan tarafının sorularına yönelik ise şunları söyledi:
“Soruları, soru olsun diye soruyorlar. Bu olay medyaya yansıdı bazı kişiler rant peşindeler. Burada bana yapılan haksızlığın bir günü bile verilmeyecek. Duygu gibi saçma sapan bir hata yaparsam asla aileme hesap verilmeyecek. Benim üç ayımı yediniz. Bunun sebebi de medyaya konulmasıdır. Medya ve üst mercilerle bu davanın yönlendirildiğini düşünüyorum. Şu an yaptığınız üstü kapalı işkence gibi bir şey.”
Tahliye talebi
Sanık avukatı Enes Akbulut, sanığın en başından beri farklı aşamalarda verdiği ifadelerin aynı olduğunu belirterek, “Çünkü doğru bir tanedir. Dosyaya gelen çok sayıda rapor da sanığın ifadesini doğrulamıştır” diyerek tahliye talebinde bulundu.
Sanığın diğer avukatları da atılı suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, fizik mühendisi, adli tıp kurumu ile bilgisayar teknolojisi uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, maktülün olayın yaşandığı daireye ait balkondan düştüğü yer ve mesafesi de irdelenmek suretiyle kendisinin kaza ile düşüp düşmediği, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığı, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediği hususlarında bilirkişi raporunun alınmasına karar verdi.
Heyet, ayrıca, sanığın psikoloji tedavisi gördüğü hastaneden belgelerin istenip bu belgelerle Adana Doktor Ekrem Tok Ruhsağlı ve Hastalıkları Hastanesi’nden akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınmasını kararlaştırdı.
Heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Şubat’a erteledi.