ŞULE TÜRKER
Birincil uzmanlığı kadın hastalıkları ve doğum Yrd. Doç. Dr. Gökçen Erdoğan’ın. Cinsel terapi, vajinismus tedavisi ve genital estetik deyince de akla gelen simlerden. Mevzunun hem fiziksel hem ruhsal alanlarına hakim yani.
Erdoğan ile COvid-19 pandemisinin cinsel hayatı nasıl etkilediğini, neleri değiştirdiğini konuştuk. Kendisini bile şaşırtan tespitlerini paylaşan Erdoğan, virüsün getirdiği çok değişkenli durumları da aktardı.
Tabii hazır yakalamışken ‘cinselliğe dair en çok merak edilen sorular’ı da sordum.
Buyursunlar…
Kimi sıkıntıdan sevişti kimi cinselliği geri plana attı
Covid-19 cinsel hayatı nasıl etkiledi?
Pandemi, hepimizi yıpratan uzun bir süreç oldu ve hala bitmiş değil. Ama cinsel yaşama etkileri gerçekten ileride pek çok kaynakta yer bulacak bence. Benim araşırma ve gözlemlerimden, kendi çalışmalarımdan yola çıkarak söyleyebileceğim şey şu: Bir grup tüm boş vaktini sevişerek doldururken, bir grup da yaşadığı maddi ve manevi sorunların, yıkımların bir sonucu olarak cinsel yaşamını ikinci, hatta üçüncü plana attı.
Bazıları cinsellikten uzaklaşırken bazılarının etkilenmemesi ya da daha fazla birlikteliğin sebebi ne?
Benim dahi şaşırdığım bir şeyi fark ettim: Birbirini özleyen çok çift varmış, beklediğimden çok. Yaşamın koşturmacasında cinsel yaşamları silikleşmiş, sohbet etmeye vakit ve heves bulamayan, birbirini keşfetmekten vazgeçmiş çok fazla çift varmış. Ve bu çiftler, pandemide yaşamsal herhangi bir sıkıntı yaşamadığı sürece birbiriyle ilgilenir, uğraşır oldu. Hasret giderme söz konusu oldu diyebiliriz.
Gebelik takibini yaptığım bir hastam, eşine yeniden aşık olduğunu, çünkü eşi hakkında çok fazla detayı kaçırdığını ama onları şimdi görüp anladığını söyledi mesela. Gerçekten sıkıntıdan sevişenler de var, kendi sözcükleriyle de böyle ifade ettiklerinden, bunu hiç sakınmadan söyleyebiliyorum. Cinsellikten uzaklaşanlardan söz etmem gerekirse; burası Türkiye, lafı çok da evirip çevirmeye gerek yok. Ekonomik sıkıntılar ve yaşamsal kaygılar, çiftleri akıl almaz kavgalara ve mesafelere sevk etti.
Cinsel isteksizlik açık ara en yaygın sorun
Pandemi sürecinde size danışan çiftlerde ya da kişilerde en fazla görülen sıkıntı nedir?
Cinsel isteksizlik. Açık ara en büyük sorun buydu. Az önce de bahsettiğim gibi hem kaygı nedeniyle herkes gergindi, hem de öncelikler mecburen değişti.
Bir de hiçbir yaşamsal kaygısı, derdi olmayanlar var. Diyeceksiniz ki onlar için seks güllük gülistanlık mıydı? Hayır, pandemi her şeyden önce özgürlükleri kısıtlayan ve bizi belirsizliğin içinde debelenir kılan bir süreç. Dolayısıyla da ruh sağlığımız birden çok yerden darbe aldı.
Çok önemli bulduğum başka bir husus daha var: Bıktık. Eşler sürekli yan yana, dip dibe olmaktan, kendine alan bulamamaktan, sorumluluklarını bu sıkışmışlık hissi içinde yerine getirmekten -umuyorum- geçici soğumalar yaşadı. Ama ümitsiz konuşmaları sevmem, her şey düzelecek ve ağız tadıyla sevişeceğiz.
Sürecin getirdiği stresin üstüne bir de aynı evin içinde daha fazla zaman geçirmek, birbirini sürekle ‘ev hali’yle görmek cinsel isteksizlik/libido düşüklüğünü beraberinde getirdiyse, bu durum nasıl aşılabilir?
Bu kesinlikle doğru bir tespit ancak bu toplumda ‘ev hali’nin partneri soğutması hadisesi, kadının kendini salması nedeniyle erkeğin onu artık eskisi gibi arzulamaması olarak anlaşılıyor. Eminim bu satırları okuyanlar da buraya kadar rolleri tam da böyle düşünmüştü. Oysa erkeğin hali de hem fiziksel hem de ruhsal olarak tam bir ‘ev hali.’ Dolayısıyla karşılıklı olarak o eski çekimi yitirmek, sık rastlanan bir şey.
Normale döndürmek için kimsenin seks tanrısı, tanrıçası gibi gezinmesi, üstüne beş beden büyük gelen kadınlık erkeklik gömlekleri giymesi gerekmez. Birbirinin hoşuna gidecek giysiler, kokular, yemekler, sohbetler, filmler; hoşluk paydaları artsa işler kolaylaşır diyelim. Ama durum bunlarla hallolmayacak kadar sert bir hal aldıysa elbette terapi. Mutlaka bir uzmana danışılmalı.
Son derece değişken bir tablo var
The Telegraph bu süreçteki cinsel isteksizlik için ‘seks durgunluğu’ değerlendirmesi yapmıştı. Siz bu tanıma katılır mısınız?
Güzel bir tanımlama ama bir yandan da çılgınlar gibi gebe kalınıyor. Biraz değişken bir tablo olduğunu düşünüyorum. Hem bölgesel hem kişisel hem toplumsal hem rastlantısal olarak son derece değişken hem de.
Covid-19 testi pozitif çıkanların sperminde virüs saptandığı belirtilmişti Çin’de. Bu, ‘Virüs cinsel yolla bulaşır’ anlamına gelir mi?
Pandemi sürecinde virüsün yayılma ve ortamda yaşama olasılığı çokça tartışıldı ve geçen zamana rağmen şaşırtıcı sonuçlar veren araştırmalar çıkıyor ortaya. Ancak virüsün cinsel yolla daha doğrusu sperm vasıtasıyla bulaştığını kabul eden, kanıtlayan bir araştırma yok. Buna karşın öpüşme ya da oral seksin hastalığı bulaştırmada etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Britanya Cinsel Sağlık Vakfı süreçte ‘güvenli seks’ için ‘Maske takın, öpüşmeyin, yüz yüze olmayacağınız pozisyonları tercih edin’ gibi bir dizi öneride bulunmuştu. Siz ne dersiniz?
Soluma yoluyla bulaşan bir virüsün seks esnasında bulaşmasını engellemek için elbette doğru öneriler bunlar. Ama zaten pozitif olma şüphesi taşıyan kişi, belirtilen süre zarfında, her ihtimale karşı partnerinden uzak durmalı.
İnsanların bu direktiflerden de sıkıldığını tahmin ediyorum artık. Uzunca bir süredir virüsle birlikte yaşıyoruz ve kaygıdan çıldırma noktasına gelen bir sürü insan var. Beden sağlığımız kadar önemli olan bir şey varsa o da ruh sağlığıdır. Onu da koruyalım istiyorum elden geldiğince.
Bu süreçte gebe kalanlarla, normal zamandan farklı neler yaşanıyor?
Elbette çok daha kaygı dolu bir süreç oldu. Mesela izole kalma konusunda çok zorlanıldıysa, eşlerden biri sürekli dışarıda olmak zorundaysa ya da görece sorunlu, riskli bir gebelik söz konusuysa işler zorlaşıyor. Hem hastaneye, doktora her zaman gelmek istemiyor gebe ki normali de bu hem de her şeyden korkar olduğu için en çok doktoruna yakın olmak ve riski minimumda tutmak istiyor. Dolayısıyla da dualarla, telkinlerle geçen gebelik takiplerimiz vardı. Online görüşmeleri de epey artırdık. Teknolojiden çokça faydalandığım bir dönem oldu benim için de, diğer herkes gibi.
Pandemide rutin kontroller, acil olmayan ameliyatlar vs ertelendi. Sizin alanınızda durum nasıl?
Vakaların kontrol edilemez hale geldiği, yoğun bakım ünitelerinin ihtiyaca yanıt vermekte zorlandığı dönemeçlerde kliniğimizi kapalı tuttuk. Sağlık sektörünün tamamı bu durumdaydı bana kalırsa. Ama düzenli sürmesi gereken tedavileri alanlar için çok can sıkıcı zamanlar yaşandı ve bu beni üzdü. Kemoterapiler, diyalizler aksadı ve en zoru bence buydu. Biz, gebelik takibini, yaşam tehdidi olmadığı sürece, her şekilde yapmanın bir yolunu buluruz ve bulduk da.
Virüs kiminde libidoyu yükseltirken kiminde yok etmiş olabilir
Bu süreçte özellikle vajinismus, cinsel isteksizlik gibi şikayetleri olanların tedavilerinde ekstra zorluklar yaşıyor musunuz?
Terapilerde sarılamıyoruz. Ciddiyim. Vajinismusun da cinsel isteksizliğin de altından öyle derin yaralar çıkıyor ki genelde, ağlamalı sarılmalı seanslarımız asla azımsanamaz. Ve pandemide hem online görüşmelerimiz çok arttı hem de yüz yüze yaptıklarımızda mesafeli olmamız gerekti. Bu yorucuydu.
Covid geçirdikten sonra cinsel hayatta bir farklılık oluyor mu kişilerde? İsteksizlik ya da tam tersi…
Covidin geçici de olsa uzayan olumsuz etkilerinde bunlar da var ama belirgin bir başlık olarak açamayız. Ve bence virüsü diğerlerinden ayıran en önemli şeylerden biri de herkesi bambaşka biçimlerde etkilemesi oldu. Örneğin birinde libido yükseltirken, birinde tamamen yok etmiş olabilir. Ancak ölçümlenen ve kayıtlara genellenerek geçebilecek kabul görmüş çok makale yok maalesef.
2inci bölüm: Cinselliğe dair en çok merak edilenler
*G noktası cinsellikte ne kadar önemli?
*Ön sevişme seksin olmazsa olmazı mıdır?
*Fanteziler cinsel hayata ne katar?
*İdeal seks süresi diye bir şey var mı?
*Mastürbasyon zararlı mı?
*Gökçen Erdoğan
1976 Bandırma doğumlu. İlk, orta ve lise eğitimini Tokat’ta tamamladı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Uzmanlığını kadın hastalıkları ve doğum alanında yaptı. York Üniversitesi’nde MBA, Başkent Üniversitesi’nde halk sağlığında yüksek lisans, sosyal psikoloji alanında da doktora yaptı. Birçok özel ve devlet hastanesinde uzman hekim olarak çalıştı. 2007 yılından beri kendi kliniğinde hastalarını kabul ediyor. Son iki yıldır Kıbrıs Yakın Doğu Üniversitesi’nde yardımcı doçent olarak akademik çalışmalarını sürdürüyor.
Kitapları ve eğitimleriyle genital estetik alanına farklı bir bakış açısı getirdi. ‘Gizli Kapaklı Şeyler’, ‘Sırra Kalem’, ‘Belki Keşke Neyse’ adlı kitapları bulunuyor.