CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili kamu görevlilerinin yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı. Mütalaada, iddianamede olduğu gibi Dink cinayetinin Fethullahçı yapı tarafından işlendiği savunuldu.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 19 Nisan 2016’dan bu yana görülen davanın 112. duruşması yarın yapılacak.
Savcı Muhammed İkbal Anar’ın 38 sanık hakkında açıkladığı mütalaasından öne çıkan kısımlar şöyle:
İstihbarat müdürü ihbardan sorumlu tutulmadı
Cinayetin tasarı aşamasında Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Engin Dinç hakkında, ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçlamasından beraat kararı verilmesi talep edildi. Savcı, Dinç’in Dink’in öldürüleceğine ilişkin ihbarlardan sorumlu olmadığını, Dinç’in ihbarı İstihbarat Daire Başkanlığı’na bildirdiğini öne sürdü.
Dinç, cinayet işlenmeden önce Afyon’a tayinini istemişti. O sırada emniyet müdürü olan Reşat Altay, Dinç’in kendisine cinayet tasarısından bahsetmediğini savunmuştu. Savcı Anar, Dinç’in görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasını talep etti. Bu suçlama üç aydan bir yıla kadar hapis cezasını öngörüyor.
‘FETÖ üyeleri bilgi vermedi’
Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler hakkında ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçlamasından beraat kararı verilmesi talep edildi.
Savcı, Güler’in ‘FETÖ’ye mensup sanıklarca cinayet öncesi kasıtlı olarak yeterince bilgilendirilmediğini savundu. Savcı Anar, Dinç gibi Güler’in de görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılmasını talep etti.
‘Cerrah koruma talimatı vermedi’
Cinayetin işlendiği sırada İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah’ın da ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan cezalandırılması talep edildi. Savcı, Cerrah’ın Dink’in korunması için tedbirleri alınmasına yönelik talimat vermesi gerekli iken bu yönde işlem yapmadığını belirtti.
‘Reşat Altay gerekli tedbirleri almadı’
Cinayetin işlendiği dönem Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay hakkında ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’, ‘resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’ ve ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılması istendi.
Savcı, Altay’ın Dink’in korunması için ilgili birimlerle irtibata geçmediğini, gerekli tedbirleri almadığını, bazı resmi belgeleri yok ettiğini savundu. Savcı Altay’ın hükümle birlikte tutuklanmasını talep etti.
‘Failleri teşvik etti‘
Cinayetin işlendiği sırada Trabzon İstihbarat Şube Müdürü olan Faruk Sarı hakkında ‘silahlı örgüt üyeliği’, ‘tasarlayarak kasten öldürme’, ‘resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’, ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından hapis cezası talep edildi.
Sarı’nın Dink’in korunması için ilgili birimlerle irtibata geçmediğini belirten savcı, faillerle irtibatlı olarak Dink’in öldürülmesine yardım ettiğini, eylemin öncesinde şahısları teşvik ettiğini, onlara yardım ettiğini, bir kısım belge, tutanak ve evrakı yok etttiğini savundu. Savcı, Sarı’nın da hükümle birlikte tutuklanmasını istedi.
Cinayetin tasarı aşamasında ve işlendiği sırada Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz hakkında ise ‘Anayasa’yı ihlal’, ‘kasten öldürme’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘görevi kötüye kullanma’, ‘örgüte yardım’ suçlamalarından cezalandırılması talep edildi.
Savcı, Öz’ün Trabzon ve İstanbul jandarmasından sanıklarla cinayetin planlanması ve icrası ile ilgili müşterek hareket ettiğini savundu. Öz’ün hükümle birlikte tutuklanması istendi.
‘Dink’in öldürüleceğini biliyordu’
Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul İstihbarat C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer’in ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme’, ‘tasarlayarak kasten öldürme’, ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’, ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Savcı, Yılmazer’in ‘FETÖ’ yöneticisi olduğunu belirterek örgütün amaçları doğrultusunda önceden öldürüleceğini bildiği Dink’in hayatını korumadığını savundu. Aralık 2014’ten bu yana tutuklu bulunan Yılmazer’in bu halinin devamına karar verilmesi istendi.
Cinayetin tasarı aşamasında Trabzon Emniyet Müdürü olan, cinayetin işlendiği zaman ise İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek’in ‘silahlı örgüt kurmak ve yönetmek’, ‘tasarlayarak kasten öldürme’, ‘resmi belgede sahtecilik’, ‘resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’, ‘görevi kötüye kullanma’ suçlarından cezalandırılması istendi.
Savcı, Akyürek’in Dink’in korunması için ilgili birimlerle irtibata geçmediğini, faillerle irtibatlı olarak Hrant Dink’in öldürülmesine yardım ettiğini, failleri teşvik ettiğini savundu. Şubat 2015’ten bu yana tutuklu yargılanan Akyürek’in bu halinin devam etmesini talep etti.
‘Görevin gereğini ihmal etti’
Cinayetin tasarı aşamasında İstihbarat Daire Başkanı olan Sabri Uzun’un ise görevi kötüye kullanma suçundan cezalandırılması talep edildi. Savcı, Uzun’un Dink’in can güvenliğine ilişkin tehditler ortaya çıkmasına karşın görevin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme gösterdiğini savundu.
13 yıl önceki görüntüler nedeniyle tutuklu
Cinayetin işlendiği sırada TGRT televizyonu muhabiri olan Ercan Gün hakkında ‘Anayasa’yı ihlal’ ve ‘silahlı örgüt üyeliği’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
Gün, cinayetin ardından tetikçi Ogün Samast’ın elindeki Türk bayrağı ile Samsun emniyetinde çekilen görüntülerini yayınladığı gerekçesiyle 25 Ağustos 2016’da tutuklanmıştı. Savcı, mütalaada Gün’ün bu görüntüleri ‘FETÖ’nün cinayet üzerindeki amacını gerçekleştirmek için yayınlandığını savundu. Savcı, Gün’ün tutukluluk halinin devam etmesini istedi.