OLGA ÜNAYDIN AZİZOĞLU
Avukat Sedef Erken ile müzisyen Ogün Sanlısoy’un oğlu Ozan’ı artık tüm Türkiye tanıyor.
Üç yaşında atipik otizm tanısı konan Ozan başlangıçta anne babasıyla bile iletişim kuramıyor, dış dünyada olan bitene karşı ağlamak dışında hiçbir tepki veremiyordu. Ama ailesi kısa sürede fark etti ki doğru bir eğitimle Ozan’ın kaderi değişebilirdi.
Özel eğitim almaya başlayan Ozan giderek daha rahat ve sosyal bir çocuğa dönüşüyordu. Bundan güç alan ailesi, Ozan’ı diğer çocuklarla birlikte olabileceği bir kreşe gönderdi. Bu da bir sorun teşkil etmedi, çünkü doktorlar Ozan için ‘kaynaştırma raporu’ vermişti, yani herkesle birlikte eğitim alabiliyordu. Ta ki ana sınıfı çağına gelene kadar…
Altı yaşına gelen Ozan’ın annesi Sedef Erken, oğlunu iyi bir eğitim alacağını düşündüğü özel bir okula götürmüş, ama kapı yüzüne çarpılmıştı. Gerekçe ise bu özel okulun ‘kaynaştırma modeli uygulamamasıydı.’
Ozan bu özel okul tarafından reddedildiyse de bugün bir devlet okulunda ikinci sınıfta eğitimini sürdürüyor, herhangi bir ‘vukuat’ yaşamış da değil…
Hikâyenin buraya kadar olan kısmı medyada geniş yer aldığı için herkes tarafından biliniyor.
Annenin mücadelesi
Ancak annesi Sedef Erken, Ozan’a vebalı gibi davranan özel okulun tutumuna karşı hakkını tüm mercilerde aradıktan sonra konuyu AİHM’e kadar götürdü.
Açılan davaya karşı Türk hükümetinin gönderdiği savunma dilekçesi ise Türkiye’nin otizmli çocukların eğitimi konusunda hangi seviyede olduğunu gözler önüne serdi.
‘Mevzuatımız çok iyi’ymiş!
Adalet Bakanlığı tarafından AİHM’e gönderilen 17 sayfalık savunma dilekçesine göre, ‘Ozan ayrımcılığa uğramamış, aile çocuğun otizmli olduğunu okula söylememişti. Türkiye’de otizmli çocuklar için çok iyi bir mevzuat vardı ve Türkiye’de özel okulların kaynaştırma öğrencilerini alma zorunluluğu tartışmalı bir konu’ idi.
Oysa Sedef Erken oğlunun eğitim hakkını AİHM’e götürürken, Türkiye’de otizmli çocuklarla ve genel olarak engellilerle ilgili hiç konuşulmayan pek çok veriyi açığa çıkarmıştı.
‘Türkiye’de otizmli çocuklar için çok iyi mevzuat’a hızlıca bir göz gezdirelim: Türkiye’de 0-18 yaş grubunda yaklaşık 300 bin otizmli çocuk var. Bunlardan yalnızca 1500’ü ilk ve orta öğretimde diğer çocuklarla birlikte okuyabiliyor. Eğitim kalitesi hayli tartışmalı OÇEM’lerde (Otizmli Çocuklar Eğitim Merkezi) ise 10 bin çocuk eğitim görebiliyor. Düşünün ki üniversite eğitimi alabilen yedi otizmli genç var. AB’nin Türkiye İlerleme Raporu’na göre engellilerin yüzde 41’i okuma yazma dahi bilmiyor.
‘Aynı gezegende değiliz’
Otizm konusunda yıllardır aktif olarak çalışan Sedef Erken, otizmli çocuklara sahip diğer ailelerin de nabzını tutuyor: “Aileler çocuklarının eğitimi için çok çaba gösteriyor ama ip bir yerde kopuyor. ‘Çocuğum istenmiyorsa okuldan alırım’ diyen aile çok. İmkanı olan yurtdışına kaçıyor. Çoğu kaderine razı. Beni arayıp ‘Sedef hanım kendimi de çocuğumu da kamyonun altına atacağım, yeter artık’ diyen anneler oldu. Bu çok ağır bir psikoloji. Adalet Bakanlığı dilekçesindeki, ‘Otizmli çocuklar için mükemmel mevzuatımız var, hiç sorun yok’ gezegeni, bizimle aynı gezegen değil.”
Erken şöyle sürrdürüyor sözlerini: “Otizmli çocuklar okullara alınmıyor, alınanlar okuldan soğutuluyor. Daha ilk birkaç yılında yedi sekiz okul değiştiren çocuklar var. Sonra umutsuzluk içinde eve hapsoluyorlar.”
Erken’e göre sorun “İstisnai bir sorun değil, sistematik bir ayrımcılık var. 20 yaşında altı bağlanan çocuk var, tuvalet eğitimi bile verilememiş, bakıma muhtaç halde. Kimi aileleri apartmanlarından atmaya çalışıyorlar.”
Hesap soramayınca
Hal böyleyken Adalet Bakanlığı’nın AİHM’e gönderdiği savunma dilekçesinde tam 17 sayfa mevzuat anlatılmış ve “Türkiye’de özel okulların kaynaştırma öğrencilerini alma zorunluğu tartışmalı bir konudur” denmiş.
Sedef Erken’in isyan ettiği nokta da burası: “Bu şu demek: Mevzuatımda yeterince hüküm yok, okula hesap soramıyorum, dolayısıyla ayrımcılık var diyemiyorum.”
Oysa otizmliler de diğer çocuklar gibi geniş potansiyele sahip bireyler. Ozan okula alınmadığı sene iPad kullanarak İngilizce öğrendi. Yönetmen olmak istiyor. Çektiği videolar var. Oyun hamurundan kendi oluşturduğu karakterleri oynatarak film çekiyor.
Sedef Erken kararlı. Hiçbir okul almasa bile çocuğuna eğitim vermeyi sürdürecek.
Ama bu dirayetli ailelere sahip olmayan diğer otizmli çocuklar, AİHM ya da benzeri yerlerde kazanılacak haklara kadar ‘Türkiye’deki mükemmel mevzuata’ emanet olacak.