
NEVŞİN MENGÜ
@nevsinmengu
Sosyal medya çağında parti kurmak da bir başka. Babacan’ın liderliğinde DEVA partisinin kuruluş toplantısı Bilkent Otel’de yapılmadan bir gün önce sosyal medyaya bir video düştü.
Video ‘devapartisigm‘ isimli, oldukça da kurumsal görünen bir hesaptan paylaşılmıştı. Videoda Ricky Martin’in ‘Go go go ale ale ale’ parçası fonda çalıyor, görüntülerde de Babacan’ı görüyoruz. Şarkının ‘ale ale ale‘ kısmı ‘Ali Ali Ali‘ diye yazılmış, kelime oyunu yapılmış falan. Video çok amatör bulundu, feci eleştirildi, ben kendimce beğendim. Evet böyle oyuncaklı şeyleri seviyorum.
Velhasıl videonun zaten resmi hesaptan paylaşılmadığı, acemi işi bir video olduğu ortaya çıktı. Ricky Martin denince 1998 yılında eski CHP genel başkanı Deniz Baykal’ın konfetiler ve Ricky Martin şarkısı eşliğinde kurultay salonuna girmesi akıllara geliyor ki, CHP’ye çok da uğurlu gelmemişti. Her neyse, Babacan’ın Ricky Martin’le bir ilgisi yokmuş.
Parti resmen kurulmadan partiyle ilgili bir söylenti de, Gül ve Babacan’ın arasına kara kedi girdiği yönündeydi. 11’inci cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün iletişim ofisi, Gül ve Babacan’ın yaklaşık bir ay önce görüştüğünü, Gül’ün Kurucular Kurulu’na girmesi için bir liste vermesi durumunun söz konusu olmadığını söylüyor. Gül aktif siyasetten çekildi, Ali Babacan danışmak istediği takdirde Gül’ün kapısı açıktır, onun haricinde DEVA partisinde bir etkisi yoktur diyorlar.
Belli ki, Abdullah Gül, Ali Babacan’ın üzerinde bir görüntü oluşturmak istemiyor. Ve muhtemelen parti eski dönemin bagajlarının da hepsini yüklenmemeye, kendini AKP’den ayrıştırmaya çalışacak.
Partinin kuruluş töreni 2001’de AKP’nin kurulduğu Bilkent Otel’de yapıldı. Bunu doğrulatamasam da bence bilerek yapılmış bir tercih. DEVA’cılar şimdi başka bir dönem başladı demek istiyorlar.
Törende Babacan’ın sakin ve sükunetli konuşması dikkat çekti. Kendi mizacı da öyle; demek ki kendi olduğu gibi devam edecek. Babacan daha önce FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın da konuğu olduğu zaman, kişiler üzerinden siyaset yapmayacağını söyledi. Türkçesi, doğrudan Erdoğan’ı karşılarına almayacaklarını, Erdoğan’ı eleştirilerinin hedefine koymayacaklarını söylemek istedi. Bu salık zaman zaman Kemal Kılıçdaroğlu’na da veriliyor; ama gerçekçi değil. Tek adam rejimlerinde, sanki tek adam yokmuş gibi davranmaya çalışmak işe yaramıyor.
Sonuçta bugün alınan her kararda, yapılan her projenin altında tek bir kişinin imzası var; gidişatı eleştirmek lideri eleştirmeden mümkün değil. Bakalım Babacan bundan ne kadar kaçabilecek.
Babacan konuşmasında: “Dini kutsallarımızı siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceğiz. Türkiye tek bir akla, dar bir kadroya sığdırılamayacak kadar büyük bir ülkedir. Her koşulda hakikati savunacak kadrolarımızla hareket edeceğiz” dedi. Tek bir akıl ve dar bir kadroyla kimin kastedildiğini hepimiz biliyoruz.
Babacan’ın söylemlerinde de parti programında da bol bol, demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü vurgusu var. Bu kavramlar parti tarafından nasıl anlaşılıyor, onu ise zaman içinde göreceğiz. Günün sonunda AKP de bugün demokrasi ve haklara vurgu yapıyor. AKP’nin demokrasiden anladığı ile dünyanın geri kalanının anladığı şey farklı ama yapılan vurguyu değiştirmiyor.
DEVA partisinin programında Kürt sorununun insan hakları temelinde çözüleceği söylenmiş, Aleviler’in Cem evleri ile ilgili talepleri de vurgulanmış.
Programda bir diğer dikkat çeken ifade de şu: “Türkiye’yi tüm müttefikleriyle, komşularıyla ve çevresindeki ülkelerle içişlerine karışmama ilkesi temelinde yapıcı ve dengeli diyaloglar kurabilir duruma getireceğiz.” Acaba bunu Suriye’de yürütülen operasyonlara mesafeli bir duruş olarak algılamak mı gerekir, onu da zaman içinde anlayacağız.