Bu aralar Erzincan’da yaşan maden faciasıyla ilgili konuşurken eleştirdiğim bütün yetkililerden telefon ya da mesajlar alıyorum.
Kimi sitem ediyor, kimi kızıyor.
Kimi sert yorum yapmamızdan rahatsız.
Hele şu geldiğimiz hale bakar mısınız?
Yapılan her seçimde Cumhur İttifakı’na yüzde 89 civarında oy veren Anadolu’daki güzide bir ilçemizde, yani İliç’te milattan sonra 2024 yılında dünya çapında en büyük çevre felaketlerinden biri yaşanıyor. 16 milyon ton siyanürle ve sülfürik asitle yıkanmış toprak koca bir dağ gibi önüne kattığı her şeyi yutarak yıkılıyor ve 1 kilometre uzunluğunda bir vadiyi dolduruyor.
Anlaşılıyor ki 9 maden çalışanı o dağın altında kalmış.
O çalışanların aileleri perişan bir şekilde kendilerinden haber almaya çalışıyor.
Bu arada bakanlar, valiler, milletvekilleri “akan toprakta bir tehlike yok” demek için birbiriyle yarışıyor.
Kimse yaşanan olayın sorumluluğunu almak istemiyor ama herkes “bunlar niye yaşandı” diye sorgulayan biz gazetecilere saldırıyor.