DR. İLKER KAYI / DR. İ. CEM SUNGUR*
Çağdaş olimpiyat oyunlarının kurucusu olarak kabul edilen Baron Pierre de Coubertin’in, olimpiyatlarla ilgili sarf ettiği sözlerden belki de en akılda kalanı olan -1924 Paris Olimpiyat Oyunları’nda kabul edilen ve oyunların mottosu olan- “Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü” deyişi bugün sadece olimpiyatları değil, SARS-CoV-2’nin Delta varyantının özelliklerini de tanımlıyor. Bunun nedeni ise Delta varyantının daha hızlı bulaşması, üst solunum yollarında daha yüksek oranda yer alması ve bağışıklık sistemimiz karşısında diğer varyantlara göre daha güçlü olması.
Delta varyantı aşılanmamış insanların kitlesel enfeksiyonları sırasında virüsün çok sayıda mutasyona uğraması sonucu Aralık 2020’de Hindistan’da ortaya çıktı. Kısa sürede aşıya erişemedikleri için aşı olamayan veya aşı konusunda tereddütleri nedeniyle aşı olmamış insanların pandemisi haline dönüştü.
‘Aşılanmak ağır hastalığı engelleyen tek önlem’
Delta, önceki varyantlara kıyasla iki katı kadar daha bulaşıcı olduğu için çok hızlı yayılım gösteriyor. Şu an, en az 132 ülkeye ulaşmış durumda ve olguların arttığı ülkelerde tüm olguların yüzde 50’sinden fazlasına artık Delta varyantı neden oluyor. Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre Covid-19’a bağlı ölümlerde bir haftada yüzde 21’lik artışa neden oluyor. Ölüm oranlarındaki artışın ise Delta varyantının kolay bulaşmasından ötürü daha fazla kişiyi hastalandırması nedeniyle mi, yoksa daha ağır bir hastalık yapması nedeniyle mi olduğu ise halen araştırılıyor. Her hâlükârda aşılanmak enfeksiyonun ağır hastalık tablosuna neden olmasını engelleyen yegâne önlem.
Delta varyantının yaygınlaşmasıyla birlikte gevşetilen ve geride bırakılması planlanan önlemler ve kısıtlamalar yeniden uygulamaya giriyor. Olimpiyatlara ev sahipliği yapan Japonya’da pandeminin başından beri halka verilen mesajlardaki 3K kuralı, yani kısa mesafeli temaslardan, kapalı ve kalabalık alanlardan uzak kalmak ve maskeler basit ama etkili önlemler olarak yeniden ön plana çıkıyor.
Pandemide olimpiyatlar
İlk kez bir olimpiyat oyunlarının ertelenmesine neden olan Covid-19 pandemisi henüz sona ermemişken ve Delta varyantı tüm dünyada yeni bir dalgaya yol açarken, Tokyo Olimpiyat Oyunları’nın yapılması kararı beraberinde birçok tartışmayı getirdi.
Tokyo halkının haklı bir kaygısı vardı. Tartışmalar o kadar şiddetlendi ki ana sponsorlardan birisi olan Toyota televizyonda yayınlanan olimpiyat reklamlarını iptal etti. Politikacılar ve önde gelen iş insanlarından da itirazlar oldu. Sorunlardan birisi de Japonya’da genelde çok yavaş ilerleyen Covid-19 aşılama programıydı. Olimpiyat yaklaşırken iki doz aşı olanlar nüfusun yüzde 5’ine ancak ulaşmışken Ağustos 2021’de ise nüfusun yüzde 15,4’ünü oluşturuyor. Bütün bu olumsuz koşullara rağmen, 15 milyar dolarlık bütçesi olan bu dev organizasyonun bir yıl daha ertelenmemesi kararı verildi. Bu nedenle Japonya temmuz ayı başında ‘acil durum’ ilan etti ve karşılaşmaların seyircisiz yapılmasına karar verdi. Japonlar için sayı kısıtlamaları getirilirken, Japonya dışından gelen hiçbir seyirci olimpiyatları izleyemeyecekti.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’nın düzenlenmesine karar verdiği zaman Covid-19 konusunda alacağı önlemleri belirledi ve bir Covid-19 kitapçığı yayımladı. Kitapçığın önemli bir bölümü sporculara ayrılmıştı. 23 Temmuz–8 Ağustos 2021 tarihleri arasında düzenlenen oyunlara 50 farklı spor dalında yarışan, 200 farklı ülkeden 11 bin 91 atlet katıldı. Bu atletlerden yüzde 85’i ya aşılanmış ya da enfeksiyonu geçirerek bağışıklık kazanmıştı. Pfizer Biontech olimpiyata katılacak sporculara aşı bağışında bulunsa da 100’den fazla ülkede aşı için yetki kararı ve aşı uygulaması yoktu. Ayrıca 16 yaşın altındaki az sayıdaki sporcuya aşı uygulamak mümkün değildi. Sporcular, Japonya’ya vardıklarında son 96 saatte iki kez negatif olduğu belgelenen PCR test sonuçlarını ibraz etti ve Japonya’da bir test daha oldular. Doğrudan odaların paylaşıldığı olimpiyat köyüne yerleştirildiler ve akıllı telefonlarına nerede olduklarını uzaktan izleyebilen bir uygulama yüklediler. Sporculara kaldıkları süre boyunca her gün PCR testi yapıldı. Ayrıca uyumak, yemek ve müsabakalar dışında sürekli olarak maske takmaları istendi. Madalya alan sporculardan madalyalarını sadece kendi boyunlarına asmaları talep edildi. Müsabakaları biten sporcuların ise en geç iki gün içinde ülkelerine dönmeleri zorunlu tutuldu.
Olimpiyat için önce 110 bin Japon gönüllü oldu ama 10 bini bir süre sonra görevi bıraktı. Sporcuların da dahil olduğu 85 bin kişi bu büyük organizasyonun yapılması için çaba gösterdi. Akredite yayın ve basın görevlileri için 6 bin kişilik bir kota kondu. Japon basınına göre bu kısıtlamalara kaşın 80 bine yakın kişi olimpiyat için Tokyo’ya uçtu.
‘Covid-19 açısından uygun ortam’
1 Temmuz’da The New England Journal of Medicine’da yayınlanan bir makalede olimpiyat Covid-19 kitapçığıyla ilgili önemli eleştiriler yer aldı. Özellikle Delta varyantının bulaşma şeklinin yeterince dikkate alınmadığı, risk değerlendirmesinin bilimsel verilere dayanmadığı ve daha çok sporcuların kendilerini korumasına yönelik önlemler içerdiği öne sürüldü. Bu tür organizasyonların Covid-19 salgını açısından ortam hazırladığı örneklerle hatırlatıldı. Ocak 2021’de Mısır’da düzenlenen dünya erkekler hentbol şampiyonasında sporcular arasında Covid-19 enfeksiyonu bulaşması da bu örneklerden biri oldu. Kitapçığın spor karşılaşmaları az, orta ve yüksek riskli olarak sınıflandırılarak yeniden yazılması gerektiği belirtildi. Örneğin, açık havada yapılan kürek müsabakalarının düşük riskli, futbolun orta riskli ve güreş ve boks gibi sporların yüksek riskli olarak ele alınması ve farklı önlemlerin bu risklere göre belirlenmesi gerektiği belirtildi. Temaslı takibi için kullanılan akıllı telefon uygulamalarının kısıtlılıklarına vurgu yapıldı. Dünya Sağlık Örgütü’ne, acilen olimpiyatların güvenliği için bir komite oluşturması için çağrı yapıldı.
Tokyo’da vakalar arttı
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin en güçlü kişisi eski bir eskrimci olan Robert Bach, Tokyo’daki kapanış konuşmasında bugüne kadar hiç bu kadar güç koşullarda olimpiyat organizasyonu yapılmadığına birkaç kez değindi. Bu olağandışı organizasyonun yapılması için çaba gösteren ve katkıda bulunan herkese teşekkür etti. Pandemi başladığından bu yana dünyanın ilk kez bir araya geldiğini, sporun ön plana çıktığını ve milyarlarca insanın bu spor olayı çevresinde kenetlendiğini belirtti. “Bu olimpiyat umut, dayanışma ve barış simgesi oldu” dedi.
Bach’ın değinmediği bir konu Covid-19 istatistikleri oldu. Temmuz başından itibaren olimpiyatla ilişkili Covid-19 olgu sayısı 450’ye yaklaşırken, Tokyo’da Covid-19 olgu sayısı da hızla arttı ve 5 Ağustos günü rekor seviye olan 5 bin 42 olguya ulaştı.
Bir ay sonra Tokyo’nun ev sahipliği yapacağı ve 5 bin sporcunun katılacağı Paralimpik Oyunları öncesinde bu verilerin analiz edilmesine ihtiyaç var. Covid-19 enfeksiyonu için sıfır risk söz konusu olmamakla birlikte, paralimpik olimpiyatının kendine özgü koşulları da dikkate alınarak yeni bir Covid-19 kitapçığı hazırlanacak mı? Bir diğer konu da organizasyona katılacak herkesin aşılanması sağlanabilir ve sadece bir aylık süre kaldığına göre bu hedefe ulaşılabilir mi? Benzer şekilde ülkemizde de spor müsabakalarının risk sınıflamasına göre alınacak önlemlerin belirlenmesi mümkün olur mu?
2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları’ndan sonra Coubertin’in ‘daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü’ tanımlamasına 2021 yılında Robert Bach tarafından bir ek yapıldı ‘hep birlikte’. Bu koşullarda bu dördüncü tanımla birlikte belki de bu mottoyu artık Covid-19 aşıları için de kullanabiliriz. Tüm dünyanın hep birlikte daha hızlı ve yüksek oranlarda aşılanabilmesi için güçlü bir çabaya ve politik kararlılığa ihtiyacımız var. Aksi takdirde, aşılamada eşitlik sağlanmadıkça ve insanlık hep birlikte aşılanmadıkça delta varyantı ve potansiyel varyantlar daha hızlı, daha yüksek ve daha güçlü olmaya devam edecek.
* Dr. İlker Kayı, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi / Dr. İ. Cem Sungur, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi misafir öğretim üyesi