Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da resmi rakamlara göre 97 yurttaşın yaşamını yitirdiği saldırının Türkiye’yi Suriye yapmayacağını savundu. Davutoğlu, “Türkiye’nin riske açık onlarca faaliyet alanı var. IŞİD’i birinci öncelik olarak araştırıyoruz” dedi.
NTV televizyonunda katıldığı canlı yayında Ankara katliamına dair soruları yanıtlayan Davutoğlu, “Türkiye bütün bu ateş çemberi içinde istikrarını koruyan yükselen bir ülke imajını sürdürüyor. Türkiye’nin yükselen itibarı bazıları için tehdit unsuru olarak görülmüş olabilir” dedi.
‘Bütün gelişmiş toplumlarda terör saldırıları olur’
Bütün gelişmiş toplumlarda terör tehditlerinin olduğunu savunan Başbakan şöyle konuştu: “Birkaç dakikada bütün ambulanslarımız, 56 ambulans alana girdi. Tam bir kriz yönetimine otomatik olarak geçti. Yaralılar seri olarak hastaneye kaldırıldı. Soruşturma devam ediyor. 11 Eylül’de ABD’de kimse böyle bir yöntem deneneceğini düşünmemişti. Bu saldırı gelişmiş demokratik bir ülkeye yapılmış bir saldırıdır.”
“Bu saldırı Türkiye’yi Suriye yapmaz. Zaaf ve ihmal nerede varsa gerekli değerlendirmeler yapılır, adımlar atılır” diyen Davutoğlu şöyle devam etti: “Teknik arama her yerde yapılmış. Garın önünde de yapılmış, bomba yok. İnsani arama ise miting alanında yapılıyor. Tek başına emniyetin alacağı bir şey değil bu. Organizatörlerle birlikte anlaşıp alınacak tedbirlerin beraber alınması lazım. Bu eylemin canlı bomba olduğu kesin. İki canlı bombanın profilinin, yani nasıl meydana gelmiş olabileceklerine ilişkin bir tespite de ulaşıldı.”
‘Zaaf varsa gereğini yapacağız’
Başbakan, katliamla ilgili istihbarat zaafiyeti olup olmadığı yönündeki soruya ise şöyle cevap verdi: “Soruşturma yürütülüyor. O konuda bir zaaf varsa gereğini yapacağız. Hangi istihbarat ile neleri engellediğimizi biz biliyoruz kamuoyu bilmiyor. Bir hafta içinde İstanbul ve Ankara’da engellenmemiş olsa farklı olaylar olabilirdi. Onlar engellendi. Sanki Türkiye’de, çağdaş ülkelerdekinden daha zayıf bir istihbarat yapısı var demek doğru değildir.”
Ankara’da yaşanan katliamdan sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi de değerlendiren Davutoğlu, hayal kırıklığına uğradığını vurguladı: “Sayın Kılıçdaroğlu davete olumlu cevap verdi. Oturduk baş başa samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Tutumunu takdir ediyorum. Ancak belli bir mahremiyet içinde konuştuğumuz konular ‘Burada kalsın’ diyerek söylediğim hususlardı. Şimdi o söylememiş olsa ben burada o kadar açık söylemek zorunda kalmazdım. Ama esas beni üzen husus terör saldırısıyla ilgili olamayan konuları getirmiş olmasına rağmen, ‘Bunların yeri burası değil’ diyebilirdi. Ama beraber olduğumuz için bunları paylaştım.”
‘Kılıçdaroğlu’nun benden izin almadan konuşması siyasi nezakete uygun değildi’
Kılıçdaroğlu için “Görüşmede söylediklerimi benden izin almadan paylaşması da siyasi nezakete uygun değildi” ifadesini kullanan Davutoğlu, “Verdiğim cevapları da burada söyleyebilirim ama yeri değil. Rize’de bir miting yapılmış bizimle hiçbir alakası yok. Orada soru olarak gündeme getiriyor. Bunun gündeme getirilmesi doğru değil. Bunun benim verdiğim cevaplar çerçevesinde kamuoyuyla paylaşılması doğru değil” diye konuştu.
‘HDP, devletin bir parçası oldu’
Başbakan, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili görüşlerinin sorulması üzerine ise şunları söyledi: “Demirtaş hakkında iki tecrübem oldu. Başbakan olduktan sonra kendisini ziyaret ettim. Bu benim için riskti ama çözüm süreci için yaptım. Ancak o 6 Ekim’de halkı isyana teşvik etti. Ben dördümüzün oturup konuşmasını çok isterdim. Devlet görevi kin gütme yeri değildir. Ama TBMM’de grubu bulunan bir partinin eş başkanının çıkıp, ‘Bu insanları devlet katletmiştir’ demesi bir siyasetçiye yakışır mı? HDP, bir ay bakan vermek suretiyle devletin parçası oldu.”