RIFAT DOĞAN
Kıyılardaki yapılaşmalar için geçerli düzenlemeleri by-pass eden yönetmelik değişikliğine Ekoloji Kolektifi tarafından açılan davada Danıştay, ilgili madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Söz konusu olan “Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”, 6 Aralık 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Yönetmelik, korunan alanların yapılaşmaya açılmasını sağlıyor, doğal sit alanlarında yapılaşmanın oluşmasına yol açıyor, kıyılardaki yapılaşmalar için geçerli düzenlemeleri baypas ediyor ve bilimsel ve bütünlüklü planlama ilkelerinin göz ardı edilmesini kolaylaştırıyordu.
Danıştay’dan SİT ve kıyı alanları için önemli karar
Yönetmelik aynı zamanda korunan alan ve kıyılar üzerindeki tasarrufların kamuoyu denetiminden uzak tutulmasına yol açacak düzenlemelere yol açıyordu.
Ekoloji Kolektifi bu yönetmeliğe geçen yıl dava açtı, Danıştay 6. Dairesi yönetmelik değişikliğinin 5. maddesinin 1. fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere eklenen fıkranın hukuka aykırı olduğunu belirterek yürütmesini durdurdu.
‘Sit alanları bütünlük arz eder, kıyılarda bu bütünlük korunmalı’
Danıştay yönetmelik değişikliğinin yol açacağı tehlikelere dikkat çekerek kararında şu ifadelere yer verdi: “Sit alanlarının bütünlük arz eden alanlar olduğu, kıyılarda da bu bütünlüğün korunması gerektiği, parçacıl bir yaklaşımın doğru olmayacağı, Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin uygulanabilmesi için de yine imar planı yapılmasının bir gereklilik olduğu açık olup bu yönetmelik değişikliği ile imar planlarının göz ardı edilerek yapılaşma sağlanabileceği, kıyılardaki dokunun ortadan kaldırılabileceği, . . . [değişikliklerin] kıyı alanlarına ilişkin mevzuatı uygulanamaz kılan uygulamalara neden olabileceği ihtimalleri olduğu…”
Karar 3 Temmuz 2017 yılında alındı, avukatlara 15 Şubat 2018 tarihinde tebliğ edildi.
Danıştay: Yönetmelikle mevzuat uygulanamaz hale gelir
Danıştay’ın kararıyla söz konusu yönetmelikte yapılan kimi değişikliğin sit alanlarında uyulması gereken bütünlüklü yaklaşımın kıyılarda da izlenmesi gerektiği, ancak değişikliğin parçacıl bir yaklaşım getirdiği, değişiklikle birlikte imar planı yapılması gerekliliğinin ortadan kaldırılmasının kıyılardaki dokuyu yok edebileceği, yönetmelikte yapılan değişikliklerin kıyı alanlarıyla ilgili halihazırdaki mevzuatı uygulanamaz kılacağı da tespit edilmiş oldu.
Ekoloji Kolektifi kararla ilgili yaptığı açıklamada “Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler doğal sit alanları ve korunması gerekli tüm korunan alanlar açısından bu bütünlüğe vurgu yapmıştır” dedi.
Önemli bir kazanım
Açıklamada karar bir kazanım olarak değerlendirilerek şöyle dendi: “Bu vurgunun anlamı, korunan alanın tümünü yaşatacak ve kent ve kırla ilişkiyi sağlayacak imar planlarıdır. Sit alanı kendi içinde bölünerek koruma biçimleri belirlenemeyeceği gibi, bütünden ayrı değişiklikler sit alanındaki tüm canlıları etkiler. Sit alanı içinde yapılacak değişikliğin plansız, etapsız gerçekleştirilmesi halinde sit alanına dair tüm koruma düzeyi etkisizleşir, geçersizleşir ve anlamsızlaşır. Bu sebeple yürütmenin durdurulması kararı önemli bir kazanımdır.”
Grup, ayrıca reddedilen diğer maddelerle ilgili karara da itiraz edeceklerini kaydetti.