Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Aradan tam altı ay geçti. Dün Ekrem İmamoğlu’nun “Kendimi milletime emanet ediyorum” diyerek paylaştığı videonun ardından gözaltına alınışının 180’inci günüydü. O günden bu yana, iki ayrı suçlamadan ötürü tutuklu. Hala iddianamesi yok. Hala tam olarak neyle suçlandığını bilmiyoruz.
Bu süre zarfında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne dokuz dalga halinde ‘yolsuzluk’ operasyonu yapıldı. Bir yandan çözüm süreci devam ederken; diğer yandan kent uzlaşısı nedeniyle ‘terör’ soruşturması açıldı.
Aziz İhsan Aktaş’ın itiraflarıyla başlayan bir başka dosya da ilerliyor.Paralelinde Beykoz, Bayrampaşa, Antalya belediyelerine de ayrı ayrı soruşturmalar açılmış durumda.
Yazıyı hazırlarken, bu operasyonları ilk günden bu yana yakından takip eden muhabirimiz Muratcan Altuntoprak’la uzun uzun konuştuk. Notlarını derleyip toparladı. Ama öyle bir noktadayız ki: Ne tutuklu sayısı belli, ne gözaltı sonrası tahliye edilenlerin. Soruşturmalar gizlilik kararlarıyla yürütülüyor. Haberler birbiriyle örtüşmüyor. Çünkü çoğu zaman süreç iktidara yakın medyanın satır aralarından takip edilmeye çalışılıyor.
Şu an bildiğimiz kadarıyla 12’si İstanbul’da, 17 CHP’li belediye başkanı tutuklu.Yüzlerce bürokrat hakkında işlem yapıldı. Yalnızca yolsuzluk dosyasında 375 şüpheli, 123 tutuklu var.
Bu sürecin savunma ayağını koordine eden İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan bile tutuklu… Altı ayda 42 kişi etkin pişmanlıktan yararlandı.
CHP, 55 kez ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ dedi, miting düzenledi.Türkiye meydanlarda birleşti. On binler “Hak, hukuk, adalet” diye ses yükseltti.
Altı ayda çok şey değişti ülkede. Ama en çok değişen, toplumun ruh hali oldu. Korku ile umut, öfke ile inat aynı anda iç içe geçti. Bir yandan “Acaba sıra kime gelecek” kaygısı; diğer yanda “Bu düzen böyle gitmez” inancı…