Beyoğlu’nda 700’üncü hafta eylemlerine izin verilmeyen ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından çeşitli suçlamalar yöneltilen Cumartesi Anneleri, bakana tepki gösterdi.

Fotoğraf: MA
Cumartesi Anneleri ve destekçileri, 25 Ağustos’ta kayıplarının akıbetini sormak için 700’üncü kez Galatasaray Meydanı’nda eylem yapmak istemiş ancak Soylu’nun talimatıyla eylem yasaklanmıştı. Meydanda polisin sert müdahalesi sonucu onlarca kişi ters kelepçeyle gözaltına alınmıştı.
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) haberine göre Taksim’deki İnsan Hakların Derneği (İHD) İstanbul Şubesi binasında düzenlenen basın toplantısında konuşan şube başkanı Gülseren Yoleri, kayıp yakını Emine Ocak’ın darp edildiğini, 47 kişinin de darp edilerek gözaltına alındığını söyledi.
Eylemlerinin barışçıl olduğunu, siyasal aidiyet ve yönelim içermediğini söyleyen Yoleri, Soylu’nun açıklamalarının gerçekleri çarpıtma anlamına geldiğini dile getirdi.
İHD’li yönetici, “Soylu’nun yaptığı talihsiz açıklama, gerçekleri çarpıtmak, Cumartesi Anneleri’nin meşruiyetini karalamak ve devletin suçlarını örtmek amacı gütmektedir. Aynı zamandı sürmekte olan gözaltında kayıp davalarına siyasi bir müdahaledir” dedi.
Erdoğan’la görüşmeyi hatırlattı
Yoleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 5 Şubat 2011’de Dolmabahçe’de Cumartesi Anneleri’yle görüştüğünü hatırlatarak “Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo anneye verilen söz üzerine kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporunu hatırlatırız. Bu raporda 31 yıl boyunca Cemil Kırbayır için ‘Pencereden atladı, kaçtı’ diyen devlet yetkililerinin yalan söylediği, Cemil’in gözaltındayken öldürüldüğü ve kaybedildiği kabul edilmiştir. Devlet 31 yıl sonra suçunu itiraf etmiştir” dedi.
Hasan Ocak tartışması
Yoleri, Soylu’nun Hasan Ocak hakkında gerçekleri çarpıttığını savunarak “Burada kısaca; soruşturma dosyasında mevcut adli tıp raporu, olay yeri inceleme raporu, kimlik araştırmasına ilişkin tutanaklar ile dosyadaki devlet tanığının son ifadesinde olayı hatırlamadığı yönündeki beyanını hatırlatırız” diye konuştu.
Soylu, “Hasan Ocak, Galatasaray Meydanı’ndaki eylemlerin başlama sebeplerinden sadece birisidir. Ocak, TKP/ML Terör Örgütü üyesi değil miydi? Örgüt tarafından infaz edilmedi mi?” demişti.
Yoleri, kayıplarını aramaktan vazgeçmeyeceklerini kaydetti.
‘Hala yanıt yok’
Cemil Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır, kayıp yakınlarının davacı sıfatıyla burada olduğuna belirterek şöyle konuştu: “Suçlu devlettir. Devleti yönetenlerdir. Ben 1980’de gözaltına alınıp işkenceyle yaşamına son verilen Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır’ım. Yaşam hakkı elinden alındığı gibi kendisine mezar verilmeyen Cemil Kırbayır’ın peşindeyiz. Devleti yönetenler Cemil Kırbayır’ı firar ettirmiştir. Bizim ısrarımız sonucu insan hakları komisyonu Cemil Kırbayır’dan hareketle dosya hazırlamış, tanıkları dinlemiş. Sonuç olarak Cemil’in gözaltında iken ağır işkence sonucu katledildiği ve cesedinin bu kişiler tarafında yok edildiğiydi. Bu rapor için suç duyurusu gönderildi. Ama hala bir yanıt hala alamadık.”
Kırbayır, 23 yıldan bu yana devleti muhatap alarak sessiz direnişleriyle haklılıklarını ifade ettiklerini aktararak “Bizim canlarımızı yüreklerimizi alanlar, haksızlardır. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Biz şunun ya da bunun müdahalesi altında hareket etmiyoruz. Biz irademizi ve cesaretimizi haklılığımızdan alıyoruz. Sen kaybetmişsin. Senden davacıyız. Bu meydandan bizi götüremezsiniz. Senin görevin bizi oradan uzaklaştırmak değil, oraya gelip bizi dinlemektir. Lütfen gel ve bizi dinle” değerlendirmesinde bulundu.
‘Eşya değil canlarımızı istiyoruz’
Kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız 1996’da Ankara’ya gittiğini, tüm yetkililerin kendisini başından savdığını savundu.
“Ben evladımı arıyorum, kim bana sahip çıkarsa ben onların yanında olurum” diyen Yıldız şöyle devam etti: “Ben buraya Murat’ın annesi olarak geldim ama baktım bir sürü Murat var. Ben onların da annesiyim.”
Kendisinin de Dolmabahçe Sarayı’nda Erdoğan ile yapılan görüşmede olduğunu hatırlatan Yıldız, “Erdoğan bizim üzerimizden boy gösterdi. Süleyman Soylu da boy gösterdi. Beni buraya yüreğim getirdi. Ben evladımı devlete götürdüm, şimdi devletten alamıyorum. Biz sizden eşya istemiyoruz. Biz sizden canlarımızı istiyoruz” diye konuştu.
‘Haklısınız; kendi kendinizi mi yargılayacaksınız’
Kaybedilen Harettin Eren’in kardeşi İkbal Eren Soylu’ya tepki göstererek şunları kaydetti: “Annelik istismar edilmiyor. Annelik aranıyor. Emine anne Hasan Ocak’ı çukurdan çıkardı. Hangi istismardan söz ediyorsunuz? Süleyman Soylu sen bunları bilmiyor musun? Anneleri meşrulaştırmıştı senin başındaki. Sen şimdi bizim anneliğimizi inkar ediyorsun. Bizi, sizin gazınız tüfeğiniz susturamaz. Siz de haklısınız, kendi kendinizi mi yargılayacaksınız. Mehmet Ağar da sizin ortağınız. Bizi susturmaya gücünüz yetmez. Adalet arayışımız devam edecek. Annelik başka bir şey Süleyman Soylu sen bilmezsin.”
Cumartesi Anneleri, 23 yıldan beri, tam 700 haftadır Galatasaray Meydanı’nda kayıplarının akıbetini sormak için eylem yapıyor.