AYNUR KOLBAY
aynurkolbay@hotmail.com
@okumak_zamani
‘Nosotros’ da ‘Nosotras’ da kelime olarak İspanyolcada ‘biz’ anlamına geliyor. Ancak biri erkekler için, diğeri kadınlar için ‘biz’i ifade ediyor. Nota Bene Yayınları tarafından Türkçeye kazandırılan, iki taraflı bu şahane çocuk kitabının orijinal isminin korunmasının bir sebebi var elbette. Kitap, isimleriyle uyumlu olarak kadınlara ve erkeklere dayatılan toplumsal rollerin tarihini, bu alandaki gelişmeleri ve mücadeleleri konu ediniyor.
“Uzun zaman önce, bize bir yığın şey yasaktı. Tehlikeli işler vardı burnumuzu sokamayacağımız. Görmememiz, dile getirmememiz gereken şeyler… Uzun yıllar önce ‘en güzel kız çocukları, çenesini kapalı tutanlardır’ derlerdi. Ya da o kadar uzun yıllar önce değil miydi? Belki de yıllar yasaklardan daha azdı.”
Kadınlara dair Nosotras bölümü yukarıdaki paragrafla başlıyor ve tarih boyunca kadınların çektiği zorluklara ve tüm bu zorluklara karşı verdiği mücadele anlatılmaya çalışılıyor. Okuması, yazı yazması, yazar olmasının yasaklanmasına, oy vermesi ve çalışmasına izin verilmemesine, kahkaha atmasının, hatta sokakta oynamasının bile hoş karşılanmamasına rağmen kadınların bir şekilde bir yolunu bulup tüm bunları yapabildiği anlatılıyor, kısacık ama etkileyici cümlelerle.
“Uzun zaman önce bir yığın şey yapmaya zorlanıyorduk. Bizi tehlikeli duygulardan uzak tutmak için acilen yok edilmesi gereken sözcükler, fiiller vardı. ‘Sert erkek gibi davran’ dediler uzun yıllar boyunca bizlere. Ya da o kadar uzun yıllar önce değil miydi? Belki de yıllar zorunluluklardan daha azdı.”
Erkeklere dair, yukarıdaki paragrafla açılan Nosotros bölümünde ise ağlamamaya, savaşmaya, öldürmeye zorlanan, yenilme, hassas olma, korkma ve hatta bebek bakmasının bile hor görülen, yasaklanan erkeklerin tercümanı oluveriyor.
Her iki bölüm de ortada ortak bir sayfayla gerçek bir ‘biz’ yaratıyor. Kişiliklerin değiştirilemeyeceğine, tüm zorlamalara, dayatmalara, yasaklara rağmen kadınların da erkeklerin de bu baskılardan kurtulabileceğire dair mesajlar ve çizimlerin yer aldığı bu ortak sayfa, kitaptan ayırıp poster olarak kullanılabilecek cinsten. Bu büyüyen ortak sayfayla öteki olmanın normalliği, yasal hakların eşitçe uygulanma gerekliliği, kalıpların ve etiketlerin manasızlığı ve ‘biz’ olmanın gücü de vurgulanıyor.
Kitap iki taraflı olması, hikâye dilinin şiirselliği, en az hikâyenin kendisi kadar etkileyici ve uzun uzun inceleme ve içinde kaybolma hissiyatı veren çizimleriyle tam bir şaheser.
Dayatılan toplumsal cinsiyet rollerinin kadın erkek fark etmeksizin aslında herkes üzerinde büyük etkiler yarattığını, her iki tarafa da karşı tarafla empati kurma şansı vererek anlatmayı başarıyor. Çocuk okurların, yüzyıllar boyunca içgüdülerinin, isteklerinin, duygularının peşinden gitmesi engellenen kadın ve erkeklere dair düşünmesini sağlamak; onlara günümüzde de ne yazık ki hâlâ devam eden benzer baskılara boyun eğmemesi, isteklerinden vazgeçmemesi gerektiğini aşılamak üzere de güzel mesajlar veriyor.
İspanyol yazar Ana Romero’ya yine İspanyol çizer Valeria Gallo’nun eşlik ettiği, Mehlika Sürhay’ın ise harika bir çeviriyle Türkçeye kazandırdığı kitap dört yaş ve üstü tüm okurlar için uygun.
Keyifli okumalar.
Yazar adı: Ana Romero
Çizer adı: Valeria Gallo
Sayfa sayısı: 48 sayfa
Yayınevi: NotaBene Yayınları