CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, corona virüsü salgını sonrası Türkiye’de yapılması gerekenleri 16 maddede anlattı.
Kılıçdaroğlu, Meclis’in açılışının 100’üncü yıldönümü nedeniyle Cumhuriyet gazetesi için kaleme aldığı yazıda, virüs salgını sonrası dünyanın değişeceğini dile getirdi.
CHP lideri, salgın sonra Türkiye’de yapılması gerekenlerden de bahsetti. Kılıçdaroğlu, yeni anayasa yapılmasını, parlamenter sisteme dönülmesini istedi.
Kılıçdaroğlu’nun önerileri özetle şöyle:
1. Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımıyla yeni demokratik bir anayasa yapmalıyız. Bu anayasanın temeli, ‘yasama, yürütme ve yargının ayrılığı’ demek olan kuvvetler ayrılığı ile keyfiliği önleyecek denge/denetim esasına dayanmalıdır.
2. Yeni anayasanın omurgası ‘Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılması’ olarak nitelendirdiğimiz yeni ve güçlü demokratik parlamenter sistem olmalıdır. Bu kapsamda antidemokratik tüm yasalar, kararnameler, kararlar, yönetmelikler, genelgeler ve tüzükler mevzuatımızdan temizlenmelidir.
3. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve hukuk devletinin en önemli ayaklarından biri olan yargı kurumunun tam bağımsızlığı, geri dönülmesi mümkün olmayacak şekilde kesin kurallara bağlı olarak tesis edilmelidir. Adalete erişim hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
4. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yasamadır. TBMM’de milli iradenin en geniş haliyle temsil edilmesini sağlayacak yeni bir seçim sistemi yaşama geçirilmelidir.
5. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin bir diğer önemli ayağı da yürütmedir. Yürütme, tüm icraatlarıyla mutlak denetime ve hesap verebilirliğe açık olarak kurgulanmalıdır. Örneğin yürütme erkinin sorumluluğu altında olan tüm kamu kurum ve kuruluşları, TBMM adına görev yapan Sayıştay’ın tam denetimine açık olmalıdır.
6. Yerel yönetimlerin, rant ilişkilerini düzenleyici kurumlar olmaktan çıkartılarak, refah devletinin asli unsurları haline getirilmeleri sağlanmalıdır. İyi tanımlanmış bir işbirliği ve işbölümü çerçevesinde yerel yönetimlerin işlevleri artırılmalıdır. Bu çerçevede ekonomik krizlerin ve salgın hastalıkların yarattığı sorunların yerel düzeyde çözümünde belediyeler aktif görev almalıdır.
7. Kamu istihdamında nepotizmden uzak, liyakate dayalı personel politikasına ivedilikle geçilmelidir.
8. Liyakate dayalı istihdam politikaları kapsamında özellikle eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve güvenlikte ‘sıfır’ istihdam açığı hedeflenmelidir. Çocuklarımızın geleceği, vatandaşlarımızın sağlığı, engellilerimizin ve yaşlılarımızın bakımı, ülkemizin iç ve dış güvenliği söz konusu olduğunda bütçe dengesi veya bütçe açığından bahsedilemez.
9. Vatandaşlarımıza asgari bir gelir düzeyi mutlaka sağlanmalıdır. Bu bağlamda ‘Aile Yardımları Sigortası’ vakit geçirmeksizin uygulamaya konulmalıdır.
10. Vergi politikamız, dolaylı vergiler yoluyla verginin tabana yayılması şeklinde organize edilmiştir. Oysa vergi tavana doğru, gelir tabana doğru yayılmalıdır. Krizi aşmaya yönelik müdahalelerin finansmanında yeni bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.
11. TÜİK verilerine göre her üç çalışandan biri kayıt dışıdır. Kayıt dışı istihdamla toplumsal destek sağlanarak mücadele edilmelidir. İşverenin bizzat kendisi, yasal önlemlere ihtiyaç duyulmaksızın kayıt dışı istihdamın karşısında ve iş güvencesinin yanında durmalıdır.
12. Kamu harcamalarındaki israf ve kayırmacılık Türkiye ekonomisinin üzerinde ağır bir yük yaratmaktadır. Kamudaki savurganlık düzeyindeki harcamaların kısıtlanması sadece iktisadi değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluktur.
13. Türkiye sanayisi, katma değeri yüksek ürün üretimi hedefiyle yeniden yapılandırılmalıdır. Kamu, katma değeri yüksek ürün üretiminde sanayiciye her türlü desteği vermelidir.
14. Sağlık hizmetlerine önkoşulsuz erişim bir haktır ve ücretsiz olmalıdır. Sağlık hizmetleri, refah devletinin en önemli uygulama alanlarından biri olarak yeniden -özel sektörle de koordineli bir biçimde- kamunun etkin olduğu bir yapıya dönüştürülmelidir.
15. Anayasada da tanınmış olan konut hakkı, refah devletinin mutlak güvencesi altına alınmalıdır. Salgının önlenmesine dönük ev merkezli strateji göstermiştir ki özellikle alt gelir gruplarına ilişkin konut politikaları ve sağlıklı bir kent planlanması hayatidir.
16. Eğitim, Türkiye’nin kalkınma stratejisinin en önemli, en temel parçası olarak yeniden ve paydaşlarıyla birlikte planlanmalıdır. Eğitim politikalarının tek hedefi fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür nesiller yetiştirmek olmalıdır. Üniversitelerimizde, her türlü fikir, düşünce özgürce tartışılmalı, her türlü bilimsel çalışma özgürce yürütülmelidir. Eğitimin tüm aşamaları ücretsiz olmalıdır.