Böyle bir parçalanma üzerine bina edilecek bir politika ile Köln’den çıkıp Çankaya’ya tırmansanız ne olacak?
Bir yanda ‘Dik dur eğilme, ümmet seninle’, ‘Son Osmanlı padişahı hoş geldin’ gibisinden pankartlar taşıyan, kimisi ‘kefen’ giymiş kalabalıklar; kimisi şehrin en önemli merkezlerinden Ebertplatz’a ellerinde ‘Diktatör’ yazılı pankartlarla yürüyen çoğunluğu Alevi topluluklar ve ülkenin en çok satan Bild gazetesinin kapağında Almanca ‘Sie Sind Hier Nich Willkommen’, altında Türkçe ‘Hoş Gelmediniz, Burada İstenmiyorsunuz’ manşetinin tüm bayileri kapladığı Köln, bir başka deyişle Almanya ve Avrupa’daki Türkiye toplumu, Tayyip Erdoğan’ı böyle karşıladı. Yani, paramparça…
Ülkenin en kucaklayıcı olması gereken, öyle varsayılan sıfatını hedef alan Tayyip Erdoğan, Çankaya yoluna Köln’deki gövde gösterisiyle koyulmak isterken, büyük ölçüde kendi katkısıyla tehlikeli boyutlara erişmiş ülkedeki parçalanmışlığı da dışarıya, Türkiye toplumunun içine taşımış oldu.
Ve düşünün, ne kadar paramparçayız. Ruhumuz paramparça, zihnimiz paramparça, yüreğimiz paramparça. Böylesine bir parçalanmışlık üzerine bina edilecek bir politika ile Köln’den çıkıp Çankaya’ya tırmansanız ne olacak?
Böylesine parçalanmış, bu kadar parçaladığınız Türkiye’yi yönetebilecek misiniz? Şöyle soralım: Türkiye’yi barış içinde, demokratik bir ülke olarak yönetebilecek misiniz?