Darbe girişimine ilişkin ‘çatı davası’ kapsamında ifade veren eski tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, kendisine verilen emirleri uyguladığını ancak darbeci olmadığını söyledi.

Fotoğraf: DHA (Arşiv)
Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampusü’ndeki Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan ‘çatı davası’nda darbe girişimini üstlenen ‘Yurtta Sulh Konseyi’nin üyesi olduğu iddia edilen 38 sanığın da aralarında bulunduğu toplam 221 sanık hakim karşısında.
AA’nın aktardığına göre 14-15 ve 16 Temmuz 2016’da Ankara’da bulunmadığını öne süren Sönmezateş, “Normal bir sivil vatandaş Ankara’da olup biteni benden daha çok biliyor. İlk defa birçok şeyi bu salonda öğrenme fırsatı buldum” dedi
Musul rehine krizi, Süleyman Şah Operasyonu, Suriye krizi ve ‘terörle mücadele’yle ilgili bütün harekatların planlanması içerisinde bulunduğunu ve sürpriz bir şekilde general olduğunu söyleyen Sönmezateş şöyle devam etti: “Çözüm sürecinde Yaşar Güler Paşa’nın çok büyük desteği olmuştur. Çok değerli bir komutandır, Jandarma, böyle bir komutan tarafından yönetildiği için çok şanslıdır. Terörle mücadelenin hakikaten etkili yürütülmesinde, kellesini ortaya koyan bir insan da Zekai Aksakallı’dır. Bize çok destek vermiştir, terörle mücadelede yakın çalışmışızdır. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın istihbarat anlamında desteğini görmüşüzdür.”
‘Bana verilen emirleri uyguladım’
Marmaris’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yönelik operasyondaki ekibin başında yer aldığını dile getiren Sönmezateş, kendisine verilen emirleri uyguladığını savunarak, “Bana verilen emir ‘cumhurbaşkanının Marmaris’ten alındıktan sonra Ankara’ya kadar emniyetle getirilmesi’ idi. Dört saat boyunca Çiğli Üssü’nde bekletildik. Bizim Çiğli Üssü’nden kalkışımız gece saat 02.25 civarıdır. Cumhurbaşkanımız Marmaris’ten saat 00.30 civarında ayrıldı, saat 01.40 civarında Dalaman’dan uçağı kalkmıştır” diye konuştu.
‘Erdoğan’ı alma’ emrini (darbe girişimi gecesi öldürülen tuğgeneral) Semih Terzi’den aldığını söyleyen Sönmezateş, Mahkeme Başkanı Oğuz Dik’in, “Görevi almasaydın, gitmeseydin. Ne samimiyetin var Terzi ile?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Benim Zekai Aksakallı, Yaşar Güler, Semih Terzi ve Özel Kuvvetler’de ismini veremeyeceğim insanlarla güvene dayalı yakın ilişkim var. Anladığınız anlamda istihbarat yapmıyoruz, farklı bir istihbarat yapıyoruz. Benim cumhurbaşkanıyla ilgili aldığım hiçbir istihbarat yok, görev var. Ben, cumhurbaşkanının alınmasını kabul ettim.”
Terzi’nin “Darbe yapacağız” sözlerini sarf etmediğini belirten Sönmezateş, şöyle devam etti: “Semih Terzi, bizdeki jargonla bir ihtilal hazırlığı yapıldığını çarşamba günü itibarıyla ima etti. Emir komuta zinciri içerisinde… Şu anda komutanlarımız bunu kabul etmiyorlar, böyle bir şey olmadığını ifade ediyorlar. Ama benim bildiğim, o günkü anlayışla Genelkurmay birinci başkanı ve sıralı komuta kademesinin bilgisiyle bir ihtilal yapıldığını düşündüm. Ben görevi kabul ediyorum, stratejik olarak onlar düşünür, ben bir askerim. Ben ‘Darbeciyim’ demedim, darbeye katıldım, ihtilale katıldım.”
Ankara’da yakalanan Sönmezateş, savcılığa ifade vermeye götürülürken “Evet ben darbeciyim. İsterlerse beni idam etsinler. İdam cezamı versinler ama ben FETÖ’cü değilim” diye bağırmıştı. Darbe girişiminin başarılı olması durumu için hazırlanan atama listelerinde Sönmezateş’in ismi MİT müsteşarı olarak geçmekteydi. Sönmezateş, ilk mahkeme ifadesinde amaçlarının hedefi ‘canlı’ ele geçirmek olduğunu Muharebe Arama Kurtarma (MAK) personeline hedef kişinin Erdoğan olduğunu söylemediğini de belirtmişti.
‘FETÖ listesinde olanlar bugün terfi aldı’
Görev süresi boyunca (eski Hava Kuvvetleri komutanı) Akın Öztürk ve (Hava Kuvvetleri Komutanı) Abidin Ünal’ı, ‘FETÖ’ mensubu personelle ilgili sürekli bilgilendirdiğini ve bin kişinin ismini verdiğini ileri süren Sönmezateş, “O insanlar şu an hala görevde, o gün FETÖ listesinde olanlar bugün terfi aldılar. Bu süreç yaşanmış, o gün Fetullahçı olanlar bugün görevlerine devam ediyorlarsa ben isim veremem. Ancak herkes çıkarsa isimlerini veririm” dedi.
‘Rus uçağını FETÖ’cüler düşürmedi’
Sönmezateş, Rus uçağının ‘FETÖ’ mensupları tarafından düşürüldüğü iddiasıyla ilgili de şunları söyledi: “Rus uçağını FETÖ’cüler düşürmedi, Rus uçağını Hava Kuvvetleri’ndeki bir generalin emriyle düşürdüler. 22 dakikalık süreçtir. Komutan emretti, ismini söylemeyeceğim ve düşürdüler. Bu sır değil, Hava Kuvvetleri’nde her generalin bildiği açıkça da söylediği bu iş olduktan sonra da o günkü (darbe girişimi gecesi kızının düğünüyle gündeme gelen eski Muharip Hava Kuvvet ve Hava Füze Savunma komutanı korgeneral) Mehmet Şanver’e de emir veren, ‘Benim emrimle olacak her şey’ diyen bir general var. Hava Kuvvetleri’nde çalışan bir generalin emriyle angajman kuralları çerçevesinde düşürülmesi gerekiyordu, düşürdü. Angajman kuralları kapsamında hükümetin verdiği görevi yerine getirdiğini ifade ediyorum, kendisi de ifade etti.”