Koca ülkeden herkesin gönül rahatlığıyla, “İşte bu! Ona güvenebiliriz” diyebileceği bir ortak aday çıkmaz mı? Ne yazık ki, Köşk koltuğunu dolduracak, tüm toplumu kucaklayacak, hepimizin adayı olacak bir isim gelmiyor akla… Bulunan hiçbir ad, topyekûn “biz”i temsil etmiyor. Belli ki eski kalıplara dökülmekle ortak bir “biz”de buluşamıyoruz.
Yeniçağda çatık kaşlı bir ideoloji değil, tek bayrak, devlet, millet, mezhep dayatması değil, ancak farklılıklara saygı duyan, “öteki”nin suskunluğuna, dışlanmasına, fedakârlığına dayanmayan, baskısız, öfkesiz, kucaklayıcı yeni değerler yakınlaştıracak “biz”i birbirimize… Evrensel hukuk, insan hakları, adalet inancı, barış umudu, özgürlük tutkusu, demokrasi idealinde buluşacağız.
Kürt’le Türk’ü, Sünni’yle Alevi’yi, inananla inanmayanı sulh içinde bir arada tutacak bir toplumsal sözleşmeye, “Biz aşağıda imzası olanlar” diye imza atacağız.
Bu kez lider parlatmak, düşman yaratmak, soygun saklamak, askere almak için filan değil; tersine, birbirine diş bileyen bir kindarlar toplumu olmaktan kurtulmak, çocuklarımıza daha iyi bir istikbal hazırlamak için, gönüllülüğe dayanan, insani bir “biz” kuracağız.
Çatı adaylık tartışmaları yetti… Tabanda yeni bir sözleşmeyi tartışmanın, yepyeni asgari müştereklerde buluşmanın vaktidir şimdi…