Sıkı durun asıl sözler şimdi geliyor: “YSK’da bu konuda bir çalışma yapılmadı, ancak ben kendime göre bir çalışma yaptırdım. Kurul üyeleriyle paylaşmadım. Konu YSK önüne gelir gelmez, bakacağız. Belki aday olmaz, belki başka bir şey olur… Cumhurbaşkanı, resmen adaylığa başvurmadan bu konuyu değerlendiremiyoruz.”
Başkanın “Belki aday olmaz” sözünü anlamak mümkün ama “Belki başka bir şey olur” ne demek, çözmek çok zor. Ve asıl bombayı daha sonra patlatıyor YSK Başkanı: “Peki, Erdoğan’ın adaylığıyla ilgili bir kanaatiniz oluştu mu?” sorusuna ise “Bir kanaatim var. Bu konuyu anayasa hukukçusu olan, güvendiğim bir arkadaşımla istişare ettim. Araştırdık. Görüşüm oluştu. Bununla ilgili sürekli yazılanları okuduk.”
Ne kadar harika. YSK Başkanı’nın bir kanaati oluşmuş. Ama bunu saklıyor, sadece kamuoyundan değil YSK’nın diğer üyelerinden de sakınmış kişisel görüşünü. Nasıl bir ülke haline getirildik böyle?
Hak yok, hukuk yok, adalet yok. Bir yüksek yargı kurumunun başkanı kamuoyunun kafasını karmakarışık edecek açıklamalar yapıyor, yapabiliyor, bunun ne sonuçlar doğuracağını hiç hesaplamıyor. Ne bileyim, belki de biliyor ve bunun için yapıyor. Bu andan itibaren artık seçim güvenliğinden söz etmek çok iyi niyetli bir yaklaşım olur.