ABD’li Eve Ogden Schaub, şekerin zararlarına dair haberleri duyduktan sonra radikal bir karar alarak kendisi ve ailesi için ‘şekersiz bir yıl’ planını uygulamaya koydu. Schaub daha sonra bu deneyimi ‘Year of No Sugar: A Memoir (Şekersiz yıl: Bir anı)‘ adlı kitapta topladı.
Schaub, şeker hakkındaki önyargılarının oluşmaya başlamasını şöyle açıklıyor; “Birçok uzman Amerikalılar’ı bu kadar şişman ve hasta yapan şeyin şeker olduğun söylüyordu. Öğrendikçe benim için daha anlamlı gelmeye başladı: Her yedi Amerikalı’dan birinde metabolik sendrom var, her üç kişiden biri obez, diyabet oranları tavan yaptı ve kalp rahatsızlıkları Amerika’nın bir numaralı ölüm nedeni.”
‘Meğer her yerde şeker varmış’
Bunun üzerine Eve Schaub, kendisi, eşi ve altı ila 11 yaşındaki iki kızı için şekersiz bir yıl planı için kolları sıvamış. Meyve ve bal da dahil olmak üzere eve şeker içeren hiçbir şey sokmayan Schaub, tükettiği şeylerin etiketlerine de daha fazla dikkat etmeye başlamış.
Schaub, “İnanamayacağımız yerlerde şekere rastladık: sosis, ekmek, mayonez, tavuk suyu hatta bebek mamasında bile şeker var. Bunca şeker sırf lezzetli artırsın ve raf ömrünü uzatsın diye yiyeceklere ekleniyor” diyor.
Damak tadı değişince bir dilim tatlı bitmedi
Schaub, bu deneyim boyunca en beklemediği şeyin şekersizliğin somut biçimde çok daha iyi hissettirmesi olduğunu söylüyor: “Ne kadar az şeker tüketirsem, o kadar iyi ve enerjik hissediyordum.”
Ailenin tüm bu zaman içinde tek istisnası ayda bir defa veya doğumgünlerine özel pasta veya tatlı yemek olmuş. Ancak zaman geçtikte damak tatları o kadar değişmiş ki, bir gün eşinin doğumgünü için aldıkları pastayı yiyememişler. Schaub, o anı şöyle anlatıyor: “Yeni bir evrenin başladığını hissettim. Aldığım dilimi bitiremedim ve aslında yemekten hoşlanmadım bile. O kadar tatlı geldi ki dişim ağrıdı, başım zonkladı hatta kalbim hızlı atmaya başladı. Çok kötü hissettim.“
Eve Schaub, önceki düzenlerine göre daha az hastalandıklarını da belirtiyor. Enerjisinin eskisi kadar çabuk tükenmediğini, bedeninin hastalıklara karşı daha iyi savaş verdiğini belirten Schaub, “Bedenimin bana teşekkür ettiğini hissediyorum” diyor.