Şırnak’ta 2010 yılında PKK’ya yardım ettikleri iddiasıyla cezaevine konan dört kişi, yasa gereği beş yıllık tutukluluk süresini doldurdukları halde tahliye edilmedi. Mahkeme, savcının tahliye istemesine rağmen, “Sanıkların hemen beraat edebilecekleri bir durum da gözlenememektedir” diyerek tahliye talebini reddetti.
2 Temmuz 2010’da Cizre’de 20 polisin bulunduğu araca saldırmaya hazırlanan PKK’lı Abdullah Hezer öldürülmüş, Osman Çağlar ise kaçarken yakalanmıştı. Savcılık, Emniyet’e gönderildiği iddia edilen bir ihbarı esas alarak, iki kişiye yardım ettikleri ileri sürülen 13 kişiyi de gözaltına almıştı. İlçede kasaplık yapan Mehmet Şerif Uçkan da bu kişilerden biriydi.
İhbar tutanağına göre Uçkan, iki PKK’lıyı saldırının yapılacağı yere araçla bırakmıştı. Ayrıca Uçkan ve diğer şüphelilerin, 20 Haziran’dan 2 Temmuz’a kadarki süreçte iki PKK’lıya yardımda bulundukları ileri sürülüyordu. Soruşturmanın sonunda sekiz kişi tutuklandı.
Keyfi karar
Mahkeme sürecinde, Uçkan’ın kamera kayıtlarına göre tüm gün belediye önünde bulunduğu tespit edildi. Öte yandan şüpheliler Kürtçe yasağından dolayı bu süreçte savunma yapamadı.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, beş yıl sonunda tutukluluk süresi dolan şüpheliler yasa gereği serbest bırakılmalarını talep etti. Yargıtay ise, davanın mahkemeler arası birçok kez el değiştirmiş olmasından dolayı bu aşamada geçen beş yıllık süreyi dikkate almadı ve şüpheliler serbest bırakılmadı.
Mahkeme kendini Meclis yerine koyuyor
Uçkan’ın avukatı Rıdvan Dalmış, yasadaki açık hükme rağmen mahkemenin, kendisini Meclis’in yerine koyduğunu belirterek, “Kanunda olmayan bir şartı kanuna ekliyor. Kendini kanun koyunu yerine koyuyor. ‘Sürenin şeklen dolması’ diye bir ifade, hukuk literatüründe yoktur. Bunu ilk kez duyuyorum. O zaman üç misyoneri katleden beş kişi neden tahliye edildi?” dedi.
Dalmış bugün Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi.