ELMAS TOPCU
Almanya’da son dört gündür gündemin ana konusu yılbaşı gecesi yaşanan toplu cinsel taciz ve gasp olayları.
Görgü tanıklarının ve hatta polisin anlattıklarına bakılırsa, Köln’deki tarihi Dom Katedrali’nin ana tren garına bakan tarafındaki merdivenlerle garın önündeki meydanda, yılbaşı akşamı saat 21.00‘den itibaren kabus gibi olaylar yaşanmış.
Genç kadınlar, çevre bölgelerden geldikleri Köln’de garın önünde kalabalık bir grup tarafından sıkıştırılıp birdenbire 50-60, hatta belki de daha fazla erkek tarafından sarılmışlar. Güç bela oradan uzaklaştıklarında ise telefon ve cüzdanının çalındığını anlamışlar.
Üç günde 110 kadın polise başvurdu
Üç gün önce televizyonlara utana sıkıla verilen bu ilk söyleşilerin ardından bir dalga halinde 100’den fazla kadın ve partneri de benzer şekilde tacize ve gaspa uğradığını açıkladı, suç duyurusunda bulundu. Sadece Köln’de üç günde yaklaşık 110 kadının polise başvurduğu açıklandı. Bu arada ifadelere bakılıdığında tacizcilerin sayısının 1000-1200 olduğu tahmin ediliyor.
Öte yandan olayın Köln’le sınırlı kalmadığı, Stuttgart ve Hamburg’da da yine garın önünde veya çevresinde kadınların, yaşları 15-35 arası, Kuzey Afrikalı veya Ortadoğulu olduğunu tahmin ettikleri erkekler tarafından cinsel tacize uğradığı ve bu arada cep telefonlarının, cüzdanlarının çalındığı ortaya çıktı.
Çarşamba akşamı ise Düsseldorf polisi bir açıklama yaptı ve Düsseldorf tren garı çevresinde de yılbaşı gecesi benzer taciz ve gasp olaylarının meydana geldiğini, bu nedenle 11 kadının kendilerine başvurduğunu duyurdu.
İşin ilginç tarafı dört kentte de aynı saatlerde, aynı teknikle, aynı mekanlarda yüzlerce erkek, toplu cinsel taciz ve gaspa girişiyor. Köln’de iki de tacavüz olayı var. Yalnız nasıl bir korku yaşatıyorlarsa, mağdurlar tacize uğradığı anda gardan kaçıyor, ancak ertesi gün veya günlerde yaşadıklarını yakınlarıyla paylaşıyor veya polise bildiriyor. Noel ve yeni yıl tatilinin de birleşmesiyle yaşananların boyutu ancak bu hafta ortaya çıktı.
Alman aşırı sağcılar sevinçli
Saldırganların Kuzey Afrikalı veya Arap olduğu ifadeleri, yabancı düşmanlığını fırsata çevirmeye çalışan Alman aşırı sağcıları sevindirmişe benziyor. Sağcı popülistlerle birlikte olayı internette ırkçı propagandalarına malzeme yapıyorlar.
Muhafazakar politikacılar, yabancı ve mülteci yasasının gerekirse tekrar gözden geçirilmesini ve mümkünse suçluların sınırdışı edilmesini talep ediyorlar.
Politikacıların çoğu, kamuoyunun geniş bir kesimi ve medya ise olayın kültürle, uyrukla ilişkilendirilmemesini, şiddetin ve tacizin her toplumda yaşanabileceğini savunuyor. Bütün kesimlerin üzerinde uzlaştığı en önemli nokta; kadının mağdur olduğu ve davranışını değiştirmesi gibi bir konunun gündeme bile gelemeyeceği.
Kriminal uzmanlar ise, cinsel taciz ile gaspı birleştirip, sosyal medya örgütlenmesiyle hazırlandığı tahmin edilen bu olaylar için ‘Yeni bir suç biçimi’ tanımından bahsediyor.
Bu olay Almanya’da bir ilk, o yüzden herkes şaşkın
Evet Almanya’da yeni belki ama Fas’tan Mısır’a, Türkiye’den Hindistan’a toplu tacizler ve tecavüzler yeni değil. Ne yazık ki aşırı sağcıların ırkçı propagandasına malzeme olmamak adına Almanya’da birçok politikacı, kurum ve kuruluş konuya temkinli yaklaşıyor. Bu yüzden kadının, Kuzey Afrika veya Ortadoğu toplumlarındaki yeri tartışmalarda geniş yer bulmuş değil.
Doğru, şiddet, taciz ve hırsızlık her kültürde yaşanabilir, ama kaç kültürde yüzlerce erkek sosyal medya üzerinden örgütlenip, bir kadının etrafını yanında partneri bile varken 40-50-60-70 kişiyle sarıp, kentin en işlek yeri olan garın önünde, polise rağmen, poposunu, bacağını, göğsünü sıkıp, özel eşyalarını çalma cesaretini gösterir? Üstelik dört kentte senkronize biçimde? Ha bu arada böyle bir şeye giriştiğinde etrafındaki onlarca erkeğin buna ortak olacağından nasıl bu kadar emin olur?
Bu olay Almanya’da bir ilk. O yüzden herkes şaşkın. Ve tam dört gündür aralıksız bu konuşuluyor. Yorum sütunları, ana haber bültenleri buna ayrılıyor. İlk gün haberlerde bu konuya yer vermeyen ZDF gibi kanallar halktan özür diliyor. TV kanalları özel yayınlar yapıyor. Tartışmaların nasıl gelişeceği şimdilik bilinmiyor, ama sonuçları en geç bir ay sonra, Köln Karnavalı’nda Dom Katedrali’nin gara bakan merdivenlerinin orada göreceğiz.