301 madencinin yaşamını yitirdiği Türkiye’nin en büyük ‘madenci katliamı’nın üzerinden tam bir ay geçti. Başta madenciler ve aileleri olmak üzere tüm Türkiye sorumluların hesap vermesini bekliyor.
Soma, facianın birinci ayının dolması nedeniyle yarın büyük bir eyleme hazırlanırken, 13 Mayıs’tan bu yana nelerin değiştiğini ya da değişmediğini hatırlamakta fayda var.
Dostlar ‘yargılanırken’ görsün
– Hukukçuların ‘üstü kapatılmaya çalışılacak‘ uyarıları arasında başlayan soruşturmada sanıklar ‘olası kast’la değil ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek‘ten yargılanıyor.
– Madenin sahibi Soma Holding’in malvarlıklarına ancak 9 Haziran’da tedbir kondu.
– Facianın ardından başlatılan adli soruşturmada, aralarında şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik ve Vardiya Amiri İsmail Adalı’nın da aralarında bulunduğu sekiz kişi tutuklandı.
– Soma Holding Başkanı Alp Gürkan’ın olayla ‘illiyet bağı‘ kurulamadı.
– Can Gürkan, ifadesinde “En çok biz mağduruz, çok sermaye yatırdık“ dedi.
– Soma Holding-AKP ilişkisinin kilit adamı olan Genel Müdür Ramazan Doğru tutuklandı. Ancak Doğru, yönetim kurulu raporlardaki imzanın kendisine ait olmadığını, dolayısıyla iş kazalarında sorumluluğu olmadığını iddia etti.
– İşçilere mezar olan ocakta ‘kusur’ bulunmadığına dair tutanağın altında imzası olan müfettişler hakkında da geç de olsa adli ve idari soruşturma başlatıldı.
Tekmeci müşavir terfi de alacak mı?
Bir madenciyi tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel’in 21 Mayıs’ta görevinden alındığı açıklandı. Ancak ‘tekmeci müşavir‘in adı Başbakanlık Müşavirleri listesinden hala çıkarılmadı.
Tüm raporlar ihmali gösteriyor
– Her geçen gün felaketin ‘Geliyorum’ dediğine dair raporlar ve devletin madendeki sorunlardan haberdar olduğunu gösteren belgeler ortaya çıktı.
Faciadan bir ay önce yaşanan ve bir kişinin ölümüne neden olan göçük sonrasında Çalışma Bakanlığı’nın kusurları sıraladığı raporu, devletin bilgisi olduğunu ortaya koydu.
AKP Manisa milletvekili Muzaffer Yurttaş’ın başka vekillere gönderdiği ‘Soma faciası raporu’nda da trafonun çalışma sırasında patlatılan bir dinamit nedeniyle hasar gördüğü, üretim aksamasın diye gerekli önlemler alınmadığı ortaya çıktı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasındaki yazışmalar, Soma’da facianın meydana geldiği Eynez bölgesindeki gaz sızıntısının yıllardır bilindiğini hatta madenin gaz seviyesi risk sınırını geçtiği için birçok kez üretimin durdurulduğunu ortaya koydu.
Bir başka bilirkişi raporu da karbonmonoksitin Mart ayından beri azami sınırın hayli üstünde olduğunu gösterdi. Raporda, ocaktaki karbonmonoksit seviyesinin sensörlerin en üst sınırı olan 500 PPM’e defalarca çıktığı belirtildi.
Devletin fedakarlığı gömlekte saklı
– Maden sahasında iki gün üst üste aynı gömleği giymekle ‘fedakarlığını gösteren‘ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bir daha bölgeye uğramadı.
– Ancak, devlet ilçedeki varlığını hep ‘hissettirdi‘. Soma sakinleri, ilk kez TOMA ve biber gazıyla tanıştı. İlçeye polis yığıldı; gazeteciler ve Soma halkına yardım için orada bulunan avukatlar gözaltına alındı.
İşçiler, sendika yönetimini istifa ettirdi
– Şirket yetkililerinden bakanlara kadar hiçbir sorumlu sorumluluğu üzerine almadı, ‘istifa‘ sözcüğünü pas geçti.
– Madenlerin en büyük problemlerinden taşeron sistemine dair herhangi bir iyileştirme yapılmadığı gibi hükümet tarafından müjde gibi sunulan kanun tasarısıyla daha yaygınlaştı. Artık devlet bütün işleri taşerona devredebilecek, işçilerinin aldığı ücret daha da azalacak ve devlet garantörlüğü olmayacak.
– Somalı işçiler, haklarını savunmadığı için tepki gösterdiği Maden İşçileri Sendikası’na karşı ayaklandı. Sendikayı protesto eden işçilere polis saldırdı. Tepkiler üzerine Türkiye Maden İş Ege Şube Başkanı Tamer Küçükgencay ve beş kişilik yönetim kurulu istifa ettiğini açıkladı.
Komisyon 27 gün sonra geldi, 2 gün araştırdı
– Faciayı araştırmak için kurulan Meclis Araştırma Komisyonu üyeleri, faciadan 27 gün sonra Soma’ya ‘teşrif etti‘. Komisyon, Türkiye’nin en büyük maden faciasını araştırmak için 48 saat harcadı.
– Facianın ardından Soma Holding’e ait diğer madenlerde üretim durdurulmuş; işçilere gerekli güvenlik önlemleri alınana dek madene inmeyecekleri ve maaşlarında da kesinti yapılmayacağı vaat edilmişti. Ancak madenciler sürekli olarak şirketin ‘Madene in‘ taciziyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Noterden ihtarname çekilerek işbaşı yapmaya zorlanan işçiler, tazminatsız işten çıkarılmakla tehdit ediliyor.
Devlet Soma’yı unuttu
– Bir an önce yeniden üretime geçmek isteyen şirketler bakım onarım çalışmaları için bile işçilere baskı yapıyor. Hatta, Soma Kömürleri İşletmeleri A.Ş.’ye ait Atabacası maden ocağındaki çalışmalar sırasında yangın çıktı. Dışarıya kaçan işçiler yangını ucuz atlattı.
– Facia, ardında gözü yaşlı aileler, eşler ve tam 432 yetim çocuk bıraktı. Rakamları açıklayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı “Devlet sorumluluğunu yerine getirecek” dedi. İşçilerin ailelerine ölüm aylığı bağlanırken, uzmanlara göre bunun ne kadar süreceği yasalardaki boşluklar nedeniyle belirsizliğini koruyor. Sosyal güvenlik uzmanları, maaşların ilerleyen dönemlerde kesilme tehlikesinden de bahsediyor.
Facia ders olmadı
– Soma faciası Türkiye’deki diğer madenlere de ders olmadı. 11 Haziran’da Şırnak’ta Cudi Dağı’nın eteklerinde bulunan özel bir şirkete ait kömür ocağında göçük meydana geldi. İşçiler Emin Baysal, kardeşi Ahmet Baysal ve Selahattin Uçar yaşamını yitirdi.
Şırnak’ta kaçak olarak çalıştırıldığı söylenen başka bir madende 3 Haizran’da meydana gelen göçükte de İbrahim Sağanak yaşamını yitirdi.
1 Haziran’da Kahramanmaraş’taki Afşin-Elbistan Linyitleri (AEL) İşletme Müdürlüğü kömür stok sahasında çalışan Ali Çankay, teknik bir arızayı gidermek için girdiği madende tambur olarak nitelenen bir mekanizmanın çarpması sonucu öldü.