Gündemi bölgesel savaş ihtimali, İsrail-Filistin meselesinin ulaştığı soykırım aşaması ve davası ile ekonomik bunalım işgal etmişken iktidar, kadınlara karşı sessiz sedasız yürüttüğü savaşı resmen ilan etti. 5 Ağustos günü Adalet Bakanlığı sitesinden duyurulan yeni bir kurul oluşturuldu.
Aile hukuku, kadın hakları ve dolayısıyla toplum düzeni açısından -tabii ki akçeli işler (borçlar hukuku) dışında- bir çeşit şeriat mahkemesi ya da şeyhülislamlık makamı kurulmuş bulunuyor. Bu kurumun İran’daki muadili İrşad Bürosu’dur. İrşad Devriyeleri’nin bağlı olduğu hükümet birimi yani.
Hükümet dediysem de İran yönetim şemasının karmaşıklığı içinde asıl bağlı olduğu kişinin doğrudan Rehber / Velayet-i Fakih, Ayetullah Ali Hamaney olduğu bilinir. Yılmaz Tunç imzasıyla kurulup içinde yer alan kişilerin kimler olduğu belirtilmeyen Kurul, görünen o ki iktidar tarafından başımıza aile hukuku alanında Rehber olarak atanmış.
Adalet Akademisi çatısı altında oluşturuldu bu kurul.
Tüm bu şaibelere, gölgelere rağmen Kurul’un hangi tuzakları hayata geçirmek üzere oluşturulduğu, Türkiye bağımsız kadın hareketi için her türlü şüpheden uzak, ayan beyan ortada. Bilinen ve yılladır iktidarın her yargı reformunda ayak sesleri duyulan, kadın ve eşitlik karşıtı hedeflerine ulaşmak için kuruldu.
Kaldı ki kadın eşitlik mücadelesi ile cinsiyet eşitliğine doğru alınan yolu, geri adımlarla tersine döndürmek için arttırılan cinsiyet temelli şiddet giderek kolektif ve sistematik bir hal almışken başka ihtimal yok diyebiliriz.
Üstelik kadına yönelik şiddetle mücadele yönünde siyasi iradenin sönümlendiği, kadın cinayetleri sayısına ulaşan şüpheli kadın ölümü sayısıyla ortadayken söylenebilecek tek şey var: Şiddet politiktir. Şiddetle mücadelenin terk edilmesi de politiktir.