İzmir Mavişehir’de açık spor alanı olarak görünen 115 dönümlük iki ayrı araziye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan imar izninin çıkmasına isyan eden Belediye Başkan Aziz Kocaoğlu, “Biz İzmir’in yaşanacak bir kent olmasını istiyoruz. Rant peşinde değiliz. Dünyanın en güzel kenti İstanbul’un düştüğü duruma İzmir’i düşürmek istemiyoruz” dedi.
Hürriyet’ten Banu Şen’e konuşan Kocaoğlu, İzmir’in İstanbul’daki yapılaşmaya maruz kalmasını istemediklerini belirterek, “İstanbul giderek kötü bir görünüme bürünüyor. Ne hale geldiğini giden görüyor. Biz İzmir’in kalkınmasını, İzmir’in yaşanacak bir kent olmasını istiyoruz. Kent rantı peşinde değiliz. Kamu arsasını satma peşinde değiliz. Yani kenti satma peşinde değiliz. Dünyanın en güzel kenti İstanbul’un düştüğü duruma İzmir’i düşürmek istemiyoruz” dedi.
TOKİ neden satıyor?
Mavişehir’deki alanların yıllar önce Hazine’den TOKİ’ye geçtiğini belirten Kocaoğlu, arazilere ilişkin de şu bilgiyi verdi: “TOKİ ile 2004-2005 yılında Mavişehir bölgesinde birlikte plan çalışması yaptık. Kamuya ait olduğu için alanda ciddi yoğunluk artışı olduğu kabul edildi. Ama TOKİ plan karşılığında kamuya terk edilmesi gereken, belediyenin de yürürlükteki planlarda spor alanı olarak gösterdiği yerleri 7-8 sene önce sattı. İkisinin de mülkiyeti özel şahıslara geçti. Kamuya ait alanlarken, spor alanıyken TOKİ bunu vatandaşa satıyor. Sahipleri bize geldiler, gittiler. Plan değişikliği ve bu alanların imara açılmasını istediler. ‘Bizim böyle bir plan anlayışımız yoktur. Biz bunu böyle planlayamayız’ dedik. ‘E ne olacak’ dediler. Mağdur olduklarını söylediler. ‘Gidin onlara sorun. Siz aldığınızda buraların spor alanı olduğunu biliyordunuz’ dedik. Belediye meclisi de benzer yanıtı verdi.”
‘Her boş yere bina mı yapacağız’
Bu durumdaki yerler için izinlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan çıkarıldığını söyleyen Kocaoğlu, planın kendi belediyecilik anlayışına uygun olmadığını vurguladı.
“Biz her boş gördüğümüz yere bina mı yapacağız?” diyen Kocaoğlu İzmir’in İstanbul’a benzememesi gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti: “Bu şehircilikle ilgisi olmayan, kentleri yaşanmaz hale getiren bir uygulama. Böyle bir şey olamaz. Birisinin. Bir yetkilinin kalkıp kamuoyuna ‘Şöyle bir kamu yararı vardır’ diye duyurması, açıklama yapması lazım. Aynı uygulamanın yüzde 1’ini İzmir Büyükşehir Belediyesi yapsa ne olur? Nasıl bir suç tespiti yapılır? Nasıl yargılanır? Böyle bir uygulamaya hangi cepheden bakarsanız bakın doğru bulmadığımızın altını çizmek istiyoruz. Benim imar hakkım, planlama hakkım yeniyor. İstanbul gibi dünyanın en güzel şehrini yanlış imar uygulamalarıyla ne hale geldi. İzmir İstanbul’a benzemesin. Kenti yaşanmaz hale getirmeyelim. Kentler yaşamak içindir.”