Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, ‘FETÖ’ sanıklarına tek tip kıyafet uygulamasına karşı çıktı.

Fotoğraflar: DHA
Darbe girişimine dair ‘Erdoğan’a suikast’ girişimi davasının sanıklarından biri ‘Hero’ yazılı bir tişört giyerek mahkemeye gelmişti. Sanığın kıyafeti tepki çekerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘darbe girişimi anması’nda yaptığı konuşmada “Artık bunlar (FETÖ sanıkları) mahkemeye çıkarken Guantanamo’da olduğu gibi bunları da tek tip elbiseyle çıkaralım. Tek tip elbise” demişti.
Cumhurbaşkanı dün de uygulamasının detayını anlatmış, “Darbeciler tulum giyecek; diğerleri de yani teröristler ceket pantolon giyecek” diye konuşmuştu.
‘Suçlu mu demeliyiz, iddia edilen mi?’
Oda TV’de yer alan ‘Bu hain örgüt uluslararası destek kazanır’ başlıklı yazısında, “Yargılamaları devam eden kişiler, yani sanıklar hakkında hangi ifadeyi kullanmalıyız? ‘Suçlu’ mu demeliyiz? Yoksa; ‘Suçlu olduğu iddia edilen’ mi?” sorusunu yönelten Feyzioğlu, bu soruya verilecek cevabın, medeniyetin hangi basamağında durduğumuzu ortaya koyacağını ifade etti.
‘Yanlış ki ne yanlış’
‘Hero’ yazılı tişörtle duruşmaya gelen sanığa uygulanacak yaptırımın mevcut kanunda zaten olduğunu dile getiren TBB başkanı şunları yazdı: “Mahkeme başkanı verir talimatı, çıkarttırır o kıyafeti. Yenisini giydirtir, giyinmezse de salondan atar. Yeni bir kanun yapılmasını gerektiren, daha önce hiç görülmemiş bir durum yok ortada. Sorun, suçlu olup olmadıkları ortaya çıkarılsın diye yargılanan kişilere, yani sanıklara peşinen suçlu muamelesi yapılıyor görüntüsü verecek tek tip elbise ya da tulum giydirilme uygulamasına geçiliyor olmasından bile daha vahim. Sorunun büyüğü, devletin en üst makamının bu kararı ‘müjdelerken’, yargılanan kişilerin peşinen suçlu olarak görüldüğü anlamına gelecek cümleler kurması. Yanlış ki ne yanlış…”
‘At izi it izine karışır’
Bu yaklaşımın ‘FETÖ’ye uluslararası alanda destek kazandıracağını savunan Feyzioğlu “Gerçek suçluları da toplumun gözünde zaman içinde mağdur sınıfına sokar. Tabiri mazur görün, at izi it izine karışır. Sap ile saman birbirinden ayrılamaz. Yargı elinden gelenin en iyisini yapsa bile, kimseyi doğru yaptığına inandıramaz” ifadelerini kullandı.
‘Ortaçağın ilkel kurallarıyla mı yaşayacağız?’
“Yargılaması devam eden insanlara, peşin peşin ‘bunlar suçlu’ diyorsak, niçin yargılıyoruz?” diye soran Feyzioğlu şöyle devam etti: “Yargılaması devam eden insanlara peşin peşin ‘bunlar suçlu’ diyorsak, polisin ya da haydi bilemediniz savcının ‘filanca suçludur’ demesi yetsin o zaman. Cezasını da söyleyiversin savcı, kestirmeden işi bitirelim. Bugün hiç tanımadığınız, adını sanını duymadığınız, ya da tanıdığınız ve hiç sevmediğiniz biri… Yarın belki siz! Kızınıza, oğlunuza, en yakınınıza yapıştırırlarsa ‘suçlu’ damgasını, ne olacak? Ona öyle bana böyle demek yok. Yargılaması devam eden insanlara peşin peşin ‘suçlu’ denilebilir diyen varsa… Bugün sana, yarın ona. Ortaçağın ilkel kurallarıyla mı yaşayacağız? Olur mu? Olmaz.”