Furkan’ın özgürlüğü tam da ilk göz ağrısı, “Gurban” adlı kitabının okurla buluşma günlerine denk geldi. Özgürlüğüne kavuşmasaydı, gazeteci dostları onun adına imza günü düzenleyecekti. Şimdi okuruyla bizzat yazarı buluşacak.
Kitap, Azeri iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’nun filmlere konu olacak hayatını anlatıyor. Sayfalarını çeviriyorum, birçok yerinde Mehmet Ağar’ın ismini görüyorum. Şaşırtıcı mı? Değil.
Mansimov ile Ağar’ın ortak noktası Haydar Aliyev ile olan yakınlıklarıydı. Keza, Aliyev’in 2003’teki cenaze töreni iki ismi bir araya getirmişti.
O günlerde, Mansimov eski MHP’li Saffet Sancaklı ile Bakû’daki bir oteldeydi. Burada kendisiyle tanışmak isteyen biri olduğunu söylediler. O kişi Mehmet Ağar’dı. İlk el sıkıştıklarında yanlarında Sancaklı ve iş insanları vardı.
İki isim yıllarca Azerbaycan devletine ait enerji şirketi SOCAR ile koordineli çalıştı. Ancak gün geldi, Mansimov kendi şirketi Palmali ile SOCAR’ın önüne geçmeye başladı, hatta dünyanın en zengin 500 insanı arasına girdi. Öyle ki onu Azerbaycan’da “ulusal kahraman” olarak görenler vardı. Deniyor ki SOCAR ve İlham Aliyev ise bu durumdan hem maddi hem de iktidar anlamında rahatsızdı. İşte bu da Mansimov’un kurduğu imparatorluğun sonunu getirdi. Marinası, oteli ve özgürlüğü elinden alındı. Kitapta anlatılanlara göre, Mansimov’un başına gelen tüm bu “belaların” arkasında Aliyev ve onun Türkiye’deki yakını Mehmet Ağar vardı.