19 ay tutuklu kaldık. Gün geldi, devlet “Pardon” dedi, beraat ettik. Bizi yargılayan hâkimler kaçtı, bizi mahkeme önüne atan savcılar kaçtı, bizi takip eden polisler kaçtı. Bilirkişi diye önümüze attıkları şakirtler bile kaçtı. Biz ise iman tahtamıza memleket ve hürriyet yazdık.
Şimdi 40 yaşındayım. Barış’ın da benim de parmaklarımızda bir nasır halen duruyor. Bu satırları yazarken ona bakıyorum. Bundan 12 yıl önce ellerimizle yazdığımız kitabın nasırı, “Yine yazarız” diye bana sesleniyor.
Ve şimdi yine yeni bir mücadelenin içine giriyorum. Can güvenliğimin olmayacağını bilecek deneyimdeyim. Lakin kimsenin kuşkusu olmasın, yine yazacağım.
Ne güzel demiş Ahmet Telli: “Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün…”